Bu Yazıda Neler Var?
Marie Curie’nin Hayatı ve Bilime Katkıları
7 Kasım 1867 Varşova’da (Polonya’nın başkenti) doğmuştur. Babası fizik ve matematik öğretmeni, annesi de yatılı kız yurdu müdürü olan Marie Curie’nin 3 kız ve bir erkek kardeşi vardı. 1876 yılında ablası Sofia tifüse yakalanarak hayatını kaybetmiştir. 2 yıl sonra da Marie’nin annesi verem sebebiyle öldü.
Marie, 1891 yılında Paris’te ablasının yanında eğitime başlayana dek Varşova’da Endüstri ve Tarım Müzesi adı altında gizlice eğitim veren Polonya okulunda eğitim aldı. Keza o zamanlar Varşova, Rusya egemenliği altındaydı ve kız çocukları yurt içinde okuyamıyordu. Paris’te küçük bir tavan arasında yaşayarak eğitimini sürdürdü. Marie, 1891 tarihinde başladığı eğitimde 1892 yılının ortasında sınıf birincisi olarak mezun olarak fizik diplomasını aldı. 1894’te de matematik alanında ikinci diplomayı aldı.
Marie Curie ile Pierre Curie Çifti Birlikte Bilimsel Çalışmalar Yaptılar..
Marie, 1895 yılında, Endüstriyel Fizik ve Kimya Okulu laboratuvarının başkanı olan Pierre Curie evlendi. Bir yıl sonra öğretmenlik diplomasını aldı. 1897’de, uranyum tuzlarının yaydığı (radyoaktivite) ışın üzerine araştırmalara başladı. Bu arada kızı doğunca çalışmalarına ara verdi ancak 1898 yılı başlarında çalışmalarına hız verdi. Bu çalışmalarda toryumun da bu ışınları yaydığını farkeden Marie Curie’ye eşi Pierre yardım etti.
Polonyum ve Radyum Elementleri
Curie’ler Temmuz 1898’de yeni radyoaktif bir element olan polonyumu buldular. Marie’nin ülkesi olan Polonya’dan dolayı adı verdikleri polonyum elementi, uranyumun radyoaktif bozunmasından ortaya çıkıyordu. Eylül 1898’de ise doğal radyoaktif element radyumu duyurdular. Marie Curie, 1904 yılında doktorasını tamamladı. Böylece Fransa’da gelişmiş bilim alanında doktora unvanı alan ilk kadın Curie oldu. Radyoaktivite konusunda yaptığı araştırmalar ona, kocası ve Becquerel ile paylaştığı Nobel Fizik Ödülü’nü getirdi. 1904’teki aldığı bu ödülle Marie Curie tarihte Nobel Ödülü alan ilk kadın oldu.
1904 yılından sonra Marie ve Pierre, radyasyon kökenli rahatsızlıklar yaşamaya başladılar. Radyumun dokuya verdiği zarar, araştırmacılar tarafından kabul edilmeye başlanmıştı. Aynı zamanda, radyumun etkisinin kötü dokulara uygulanarak tedavide kullanılabileceği fikri de doğmaya başlamıştı. Amerikalı mucit Alexander Graham Bell, kanserin tedavisi için tümöre radyum verilmesini önermişti.
1906 yılında Pierre Curie bir at arabası kazasında ölünce kocasının Sorbonne’daki öğretmenlik görevini üstlenen Marie 1908’de Sorbonne’daki ilk kadın profesör oldu. 1911 yılında radyum ve polonyumun keşfi ve araştırılmasındaki rolünden ötürü Nobel Kimya Ödülü’ne layık görüldü. Böylece tarihte iki Nobel Ödülüne sahip ilk kişi oldu. Marie Curie, 2 Nobel Ödülüne sahip olan tek kadındır.
Marie Curie, 1914 yılında Paris Üniversitesi’nde kurulan Radyum Enstitüsü’ne ilk müdür olarak atandı. Yaşantısı boyunca radyumun tıptaki önemini vurguladı. I. Dünya Savaşı yıllarında kızı Irene ile beraber taşınabilir röntgen cihazları yaptılar.
Çalışmaları sırasında yüksek doz radyokaktif ışına maruz kalan Curie, bilimsel çalışmalarını 1920 yılına kadar devam ettirdi. Varşova’da kurulan Radyum Enstitüsü’nde önemli katkısı vardır.
Marie Curie, 1934 yılında Fransa’da kan kanserinden öldü. Aşırı dozda radyasyon maruziyeti, bu hastalığın neden olarak gösterildi.
Marie Curie’nin Ödülleri
1903 – Nobel Fizik Ödülü
1903 – İngiliz Kraliyet Birliği’nden Davy madalyası
1911 – Nobel Kimya Ödülü
1921 – Bilime katkılarından ötürü, Amerika’nın kadınları adına, başkan Warren Harding’ten 1 gram radyum.
