Bu Yazıda Neler Var?
Kuşlar, kuru ve ince derisi tüylerle kaplı omurgalılardır, ön bacakları kanata dönüşmüş olduğundan uçabilirler. Bununla birlikte elli kadar kuş türü uçamaz
Uçamayan Kuş Türleri
Devekuşu, nandu (Amerika devekuşu), tepeli devekuşu, Avustralya devekuşu, kivi ve penguen kanatları olup da uçamayan kuş türleridir.
Kuşların Anatomik Yapıları
Kuşların çene kemikleri, beslenme rejimine göre değişik biçimde, boynuzsu bir kılıfla (gaga) kaplanmıştır. Vücut sıcaklığı değişmez, 41°C dolaylarındadır. Bütün kuşlar yumurtlayarak çoğalır; yumurtanın üstü, kireçli bir kabukla kaplıdır.
Vücut sıcaklığı oldukça yüksektir ve düşmez. Genellikle 41°C’dir. Bunun nedeni, damarlarında sürekli ılık kan dolaşmasıdır. Kuşların hareketli hayatına uygun olarak, vücutları da hareketi kolaylaştırıcı yapıdadır. Vücudunun ön üyeleri olan kanatlan uçmaya yarar; arka
üyeleri ile de yürüyebilirler. Kuşların gövdeleri ise eğilip bükülemez özelliktedir. Çünkü sırttaki omurları çok az oynar, bel omurları hem birbirleriyle, hem de leğen kemikleriyle kaynaşmıştır. Göğüs kemikleri ise kuşların türüne göre değişim gösterir. Uçabilen kuşlarda göğüs kemiğinin orta çizgisinde karina adı verilen bir çıkıntı vardır.
Kuşların genellikle dört parmağı vardır ve bunlardan başparmak arkaya doğru kıvrılmıştır. Baştaki kemikler birbiriyle kaynaşarak beyni korurlar. Yüzdeki kemikler !se değişime uğrayarak gagayı meydana getirir. Gaganın şekli kuş gruplarına göre değişir.
Kanatları hareket ettiren kaslar vücudun alt tarafındaki karinaya bağlıdır. Kanatları kaldıran ve indiren kaslar ağırlık merkezinin aşağıda kalmasına yaradığından, uçuş dengeli olur.
Birçoğu karma şekilde beslenen kuşların günde yediği miktar, bazen vücut ağırlıklarının iki katını bulur. Kuşların derisi incedir. Bazı kuşlarda istediği zaman şişebilen hava kesecikleri vardır. Ses organı göğüs gırtlağı olan kuşların, bu özellikleri işitme ve koklama duyularına oranla daha gelişmiştir ve her türün belli sesi, ötüşü vardır.
Dünyada 10.000 Kadar Kuş türü Var
Antarktika kıtasının orta kesimiyle Kuzey Kutbu dolaylarındaki buzlu alanlardan başka, dünyanın her yerinden 10.000 kadar kuş türü yaşar. Türkiye’de yuva yapan kuş türlerinin sayısı 268’dır, göç sırasında konaklayarak geçenlerle birlikte bu sayı 404’ü bulur. Kuşların en büyüğü devekuşudur; yükseklik 2.40 m, ağırlık ISO kg. Buna karşılık kolibrinin boyu S cm, ağırlığı ise 2 gr’dır.
Tüyden Giysiler
Tüylerin sayısı kuşun boyuna, ayrıca kuzeyde ve ıhman bölgelerde mevsime göre değişir. Telek denilen büyük tüylerin (kalem tüyler) bir kökü ve gövdesi, bir de ayası vardır; bir eksen durumundaki gövdenin içi dolu, bunun devamı olan kökün içi boştur. Tüy ayası ise eksenden tarak dişi gibi yan yana çıkan dallarla bunları birbirine bağlayan çengelli dalcıklardan oluşur. Tüylerin rengi türlere, cinsiyete ve yaşa göre değişir. Sözgelimi, karabaştı ötleğende başın üstü erkekte siyah, dişide pas rengi, yavrularda esmerdir. Pek hafif ve yalıtkan olan tüyler kuşu soğuktan korur. Her yıl * üreme mevsiminden sonra, tüy değiştirme mevsiminde eski tüyler dökülür, yerlerine yenileri gelir.
Kuşların Uçuş Tipleri
Kuşların birkaç çeşit uçuşu vardır. Kanat çırparak uçuşta kanatlar bir yükselir, bir alçalır. Süzülerek uçuşta kanatlar yaygın ve hareketsiz durur, kuş arada bir ani çırpmalarla hız aldıktan sonra havada kayarcasına süzülür. Yelken uçuşunu büyük kuşlar yapar. Bazıları (pelikanlar, leylekler, akbabalar), kıtaların üzerinde ısınarak yükselen sıcak hava kütlesinin itmesiyle yükseklere çıkar, bazıları (albatroslar ve iri yelkovanlar) dalgalara çarpan hava akımlarının yükseltici gücünden yararlanır. Kuşların bu alandaki yetenekleri ve uçuş biçimleri başlı başına bir araştırma konusudur, ayrı ayrı sayılamayacak kadar çok ve çeşitlidir.
Kolibrilerin titreşimli bir uçuşu vardır, çok hızlı kanat çırparlar; saniyede 60 ile 80 arası. Her yöne, hatta geri geri veya yan yan bile uçabilen tek kuş bunlardır.
Kuş Gibi Yemek
Bulabildikleri her türlü besin kaynağından yararlanan kuşların yiyecekleri son derece zengin ve çeşitlidir. Tanecil kuşların (şakrakkuşu, florya, kocabaş) gagası kısa ve iridir, bununla taneleri ezerler. Böcekçil kuşlar böcekleri ve yumuşak üzümsü meyveleri yer; gagaları ince (ötleğen, çalıbülbülü, çil ardıcı, kuyruk sallayan) veya çok kısa ve enli olur (kırlangıç, çobanaldatan, akkarınlı sağan). Gündüz ve gece avlanan yırtıcı kuşların ucu kıvrık gagasını herkes bilir; daha çok etçil beslenen örümcekkuşlany- la karabatak ve büyük martıların da gagaları kıvrıktır.
Balıkla beslenen kuşların gagası çeşitli biçimlerde olur; balıkçılların ve yalıçapkınlarının gagası uzun ve düzdür; pelikanların gagasında alt çenenin altında bir torba bulunur; bir cins penguen olan fraterculanın gagası yassı ve yüksektir.
Kuş ne kadar küçükse günde aldığı besin miktarı o kadar fazladır; bir kolibri günde kendi ağırlığının iki katı kadar besin alır, ama bir şahin, ağırlığının ancak yüzde 12’si kadar yer.
Bir Beşik: Yuva
Kuşlar birkaç istisna dışında, enlemlere göre değişen belirli bir mevsimde (Avrupa’da, Asya ve Amerika’nın kuzeyinde ilkbahar ve yaz), yuva yapar. Üreme döneminde çoğu, birkaç desimetre kareyle birkaç bin hektar arasında değişen bir alanı benimseyerek savunur; buraya başka hiçbir kuş alınmaz. Kukumavlar, ‘baykuşlar, doğanlar, çobanaldatanlar yuva yapmaz.
Başka kuşların (kıyı kırlangıcı, yağmurkuşu, çulluk, kervançulluğu, kocaalbacak, suçulluğu) yuvası toprakta kazılmış, otlarla, yosunlar ve yapraklarla az-çok döşenmiş basit bir çukurdan ibarettir. Kartallarda, şahinde, akbabalarda, leyleklerde yuva daha düzenlidir, yumuşak malzemeyle, dallarla döşenmiş bir sahanlık gibidir, ötücü kuşlar genellikle tüy, telek, kıl, liken, yosun gibi yumuşak şeylerle döşenmiş kupa biçiminde yuvalar yapar. Bazen bu yuva top biçimindedir (dokumacıkuşları, uzun kuyruklu baştankaralar). Başkaları, kimi ağaca (ağaçkakan), kimi yere (kıyı kırlangıcı, yalıçapkını) bir çukur kazar.
Genellikle yuva kuş için bir “ev’ değildir; orada uyumaz. Yuva, yumurtalar ve yavrular için bir çeşit beşiktir ve yavrular ayrıldığı zaman yuva da terk edilir; ertesi yıl yeniden yuva yapılır; yalnız büyük yırtıcı kuşlarla uzunbacaklılar aynı yuvayı birkaç yıl kullanır. Göç eden leyleklerin ertesi yıl aynı yuvaya dönmeleri, bir yakıştırma değil, çoğu zaman gerçektir.
Yumurtlama ve Kuluçka
Genellikle kuşlar bir gün aralıkla yumurta yumurtlar. Yumurta sayısı bazı türlerde değişmez; imparator pengueni, kivi, kızıl akbaba, fırtınakuşu ve yelkovan 1 yumurta; güvercin ve kumru 2; martı ve yağmurkuşu 3 yumurta; çulluk, kervançulluğu, kocaalbacak ve bataklık çulluğu 4 yumurta yumurtlar. En çok yumurta yapan kuşlar, keklikler (24) ve Okyanusya’da yaşayan iriayaklılardır (35).
Kuş, bu yumurtaların üzerinde bir süre kuluçkaya yatar. Kuluçka süresi on gün ile seksen bir gün arasında değişir; bazen sadece erkek (nandu, tepelidevekuşu, Avustralya devekuşu), bazen dişi, bazen de her ikisi (karabaştı ötleğen, kara ağaçkakan, güvercin) kuluçkaya yatar. Kuluçkaya yatma, ya ilk yumurtanın yumurtlanmasıyla (gündüz ve gece avlanan yırtıcı kuşlar) ya da bütün yumurtalar yumurtlandıktan sonra (serçe, ördek, kocaalbacak, kervançulluğu, çulluk) başlar.
Kuşlarda Kuluçka Süresi (Gün Olarak)
Albatros 81
Kaya kartalı 43
Devekuşu 42
ördek 28
Beyaz leylek 33
Kolibri 16-21
Hindi 28
Sülün 22-27
Boz balıkçıl 25
Kırlangıç 12-18
Karatavuk 14
Baştankara 14
Serçe 12
Kaz 28
Muhabbetkuşu 17-19
Güvercin 15
Beç tavuğu 28
Tavuk 21
Kuşlarda Basit Sınıflandırma
Perdeayaklılar: Albatros, ördek, karabatak, kaz, kuğu, martı.
Koşucular: Devekuşu, tepelidevekuşu.
Uzunbacaklılar: Balıkçıl, Leylek, flaman, kızkuşu.
Yırtıcı Kuşlar: Akbaba, kartal, doğan, baykuş.
Tavuksular: Keklik, hindi, tavuk, tavuskuşu.
Güvercinler: Kumru, güvercin.
Tırmanıcılar ve Benzerleri: Papağanlar, tukan, gugukkuşu, yalıçapkını.
Ötücü Kuşlar: Çayırkuşu, kırlangıç, karga, ötleğen, karatavuk, serçe.
Kuş Yavruları
Yavrular yumurtadan çıktıktan sonraki durumlarına göre sürekli yuvacıl (ötücü kuşlar, yırtıcı kuşlar, fırtınakuşları, güvercinler) ve geçici yuvacıl (kervançulluğu, ördek palazları) diye iki kısma ayrılır.
Bunlardan birinciler çıplaktır ya da hav denilen ince tüylerle örtülüdür; birkaç gün gözleri açılmaz ve kendileri yer değiştirip beslenemez, tamamen ana babalarına bağımlıdırlar. Bunun tersine, kaz, ördek palazları, keklik yavruları, hindi palazları, sülünler, yavru çulluklar, küçük albacaklar yumurtadan çıktıktan biraz sonra yürür; hepsi hav ile kaplı ve gözleri açıktır; çoğu kendi kendine beslenebilir, ancak ana-babaları yol gösterir ve onları soğuktan, düşmanlardan korur, doğa ile mücadeleye alıştırır.
Yumurtalarını başka türden kuşların yuvasına yumurtlayan asalak kuşlar da (özellikle gugukkuşları) vardır; bunlar ne kuluçkaya yatar, ne de yavrularını besler. Yavrular, çoğu zaman yuvanın asıl sahibinin yavrularını dışarı atarak yeni ana-babaları tarafından beslenir.
Kıtalararası Uçuşlar
Her yıl milyarlarca kuş sonbaharda Kuzey Yarımküre’den ayrılıp gerekli besini bulabilecekleri daha sıcak ülkelere gider, ilkbaharda geri döner. Bu yer değiştirmelere göç denir. Göç, kışlama bölgesinden üreme bölgesine doğru düzenli bir gidiş-geliş hareketidir. Göçler tropikal ülkelerde de olur: Afrika’nın güneyinden kuzeyine göç.
Göçmen kuşlar gece-gündüz uçar; ardıçkuşları, sinekkapanlar ve ötleğenler sadece gece uçar; kırlangıçlar, leylekler ve yırtıcı kuşlar günışığından yararlanır. Birçok kuş türü (turna, beyaz leylek) oldukça belirli “yollardan” gider, ama göçmen kuşların çoğu kıtaları boydan boya geçer. Bazıları (turnalar) sürüler halinde, bazılarıysa (gugukkuşu) yalnız göçer.
Göçmen ötücü kuşların küçükleri çoğu zaman gündüzleri 200 m yükseklikte uçar, ama sonbahar geceleri, denizin üzerinde 4.000 m’ye kadar yükselebilirler; bu gözlemler radar sayesinde yapılmıştır.Alabaş kaz Himalayalar’m üzerinde, 9.000 m’den uçar. 2.500 m yükseklikte uçan ekin kargaları ve güvercinler görülmüştür.
Günde 800 km
Kuşların göçleri, ağla yakalanan kuşun ayaklarından birine alüminyum bir halka takılarak incelenir. Sonradan bu kuş bulunduğu zaman, ne kadar yol aldığı öğrenilir, hatta bu yolu ne kadar zamanda aldığı da hesaplanabilir. Böylelikle bir arenarianın (küçük bir bataklık kuşu) yirmi beş saatte 820 km ve pas rengi ardıçkuşunun dört günde 2.500 km yol aldığı anlaşılmıştır. Alaska yağmurkuşları kışı Hawaıi Adaları’nda geçirir ve kırk saat süreyle Büyük Okyanus üzerinde 3.300 km’lik bir yolu aşmak için, saatte 80 km’ye varan bir hızla hiç durmadan uçar. Gündüzleri uçan göçmen kuşlar, anlaşılan Güneş’e bakarak, geceleri uçanlarsa belki de yıldızlara göre yön bulur.