Adana Hakkında Detaylı Coğrafi Bilgiler

Adana Hakkında Detaylı Coğrafi Bilgiler

Doğu Akdeniz Bölgesi’ndeki Adana ilinin toprakları güneyde Akdeniz kıyılarından başlayıp kuzeyde Toros Dağları’na kadar uzanır. Türkiye’nin en verimli ovası olan Çukurova’nın bir bölümü de bu ilin sınırları içindedir. Seyhan ve Ceyhan ırmaklarının suladığı Çukurova, Adana ilini Türkiye’ nin en varlıklı illerinden biri durumuna getirmiştir. Adanalılar Çukurova’daki pamuk tanımına çok şey borçlu olduklarını bildikleri için pamuğa “ak altın” derler. İlin merkezi olan Adana kenti de pamuk tarımına dayalı sanayileşmeyle gelişerek Türkiye’nin dördüncü büyük kenti konumuna yükselmiştir.

Adana’nın Doğal Yapısı

Adana ilinin doğal yapısı kuzeyden güneye doğru üçe bölünmüş gibidir: Kuzeydeki dağlık bölge, ‘güneydeki ovalar ve bu iki kesim arasında bir geçit oluşturan hafif engebeli eşik alanlar. Yüksekliği çoğu yerde 2.500 metreyi aşan dağlık kesim ortadaki eşik alanlara doğru giderek alçalır ve kıyıdaki alçak ovalarda deniz düzeyine iner.

İl topraklarının hemen hemen yarısını kaplayan bu dağlık kesim Toroslar ve Antitoroslar dağ sistemlerinin uzantısıdır. Kuzeybatıda, Orta Toroslar’ın parçası olan Aladağlar üzerindeki Güzeller Tepesi, 3.461 metreye ulaşan doruğuyla ilin en yüksek noktasıdır. Tepelere doğru yoğun kızılçam, karaçam ve meşe ormanlarıyla, doruklarında ise yer yer küçük buzul gölleriyle bezenmiş olan Aladağlar’ın çarpıcı bir görünümü vardır. Adanalılar yazın kavurucu sıcaklarında Aladağlar’ın serin yaylalarına çıkarlar. Yörük göçerleri de yazın hayvanlarını, Alp çayırlarıyla kaplı olan bu zengin otlaklarda otlatırlar. Türkiye’nin en uzun demiryolu tüneli de Aladağlar üzerindedir. Dağı yaran Çakıt Suyu vadisini izleyerek yaklaşık 3 km boyunca uzanan bu tünel ilin iç bölgelerine geçit verir.

Aladağlar’ın kuzeydoğusunda uzanan Tahtalı Dağlar ve ilin güneydoğusundaki Amanos Dağları Adana ilinin öbür önemli engebeleridir. Toros Dağları’nın eteklerinden sonra, Akdeniz’e doğru ovalar başlar. Bu ovalar, Adana’nın iki yanındaki İçel ve Hatay illerine de taşan uçsuz bucaksız Çukurova’nın parçalarıdır. Bu geniş düzlük, Adana il sınırları içinde, doğal engebelerle birbirinden ayrılmış altı ova oluşturur: Ceyhan, Yüreğir, Misis, Osmaniye, Yumurtalık ve Haruniye ovaları.

Adana ili, Çukurova’nın verimli toprakları sayesinde yalnız Akdeniz Bölgesi’nin değil Türkiye’nin de en gelişmiş illerinden biridir.

Akarsuların taşıdığı alüvyonlarla zenginleşen bu ovalar yalnız Adana’nın değil bütün Türkiye’nin en bereketli topraklarıdır. Doğu Toroslar’dan doğarak Akdeniz’e dökülen Seyhan ve Ceyhan ırmakları Adana ilinin can damarlarıdır. Uzunlukları 500 km’yi aşan ve ovaya ininceye kadar birçok kolla beslenen bu ırmakların akışı düzenli değildir. Kurak yaz aylarında suları iyice azalır, ilkbaharda ise Toroslar’ın eriyen karlanyla beslenerek yataklarından taşacak kadar artar. Bu ırmakların akışını denetleyerek Adana ovaların bahar aylarındaki sel baskınlarından korumak ve bölgeye elektrik enerjisi sağlamak için Seyhan üzerinde Seyhan Barajı, Ceyhan üzerinde de Aslantaş Barajı yapılmıştır.

Bunu da Okuyabilirsin...
Rüzgar Çeşitleri Nelerdir?

Bu iki akarsuyun sularını biriktiren baraj gölleri de Adana ilinin en büyük gölleridir. Bu yapay göllerden başka, ilin Akdeniz kıyılarında Akyatan Gölü, Tuz Gölü gibi birkaç doğal göl bulunur. Bunlar, denizin karaya sokulması ve ince bir kıyı şeridiyle kapanması sonucunda oluşmuş, “lagün” ya da “denizkulağı” denen çok küçük acı su gölleridir.

Adana fiziki haritası

Adana ilinin dağlık kesim dışındaki bölgelerinde tipik bir Akdeniz iklimi egemendir. Bu iklim tipinin özelliği olan sıcak ve kurak yaz aylarında gölgedeki sıcaklığın 40°C’yi aştığı çok olur. Dağlık yöreye doğru çıkıldıkça sıcaklık azalır, yağışlar artar. Bu nedenle Adana ilinde bütün yılın sıcaklık ortalaması 18°C iken, kuzey komşusu olan Kayseri ilinde bu değer 10°C’ye düşer. Gene Akdeniz ikliminin etkisiyle Adana ilinin alçak kesimlerinde kışlar ılık ve yağışlıdır. Bu kesimde hava sıcaklığı sıfırın altına pek düşmediği için, kar yağan yılların sayısı kayıtlara geçecek kadar az olur. Hatta eski kayıtlar 1811 yılının Ocak ayında Adana’da güllerin açtığını yazar. Bu iklim özellikleri ilin doğal bitki örtüsünü de belirlediğinden, alçak ve yüksek kesimlerdeki bitki toplulukları birbirinden çok farklıdır. Akdeniz ikliminin egemen olduğu alçak kesimlerdeki bodur makiler, Toroslar’ın eteklerinden başlayarak yerini gür ormanlara bırakır. Ovalar tümüyle tarım alanı olduğundan, doğal bitki örtüsünün en bozulmadan kaldığı yer ortadaki eşik alanların tarım yapılmayan kesimleridir.

Bunu da Okuyabilirsin...
Bayrağında hilal bulunan ülkeler

Adana’nın Tarihi

Tarihte Kilikya adıyla bilinen Çukurova bölgesi çok eski çağlardan beri çeşitli halklara yurt olmuştur. Yöredeki kazılarda açığa çıkarılan ve Cilalı Taş Devri’nden (Neolitik Çağ) kaldığı anlaşılan buluntular, bu yörenin tarihöncesi çağlarda bile önemli bir tarım ve yerleşme merkezi olduğunu gösterir. Sonraki çağlarda tarımsal ürünlerin ticaretine başlayan bu halklar, o çağların ticaret yollan üzerinde büyük kentler kurdular. Zamanla kentler gelişti, küçük krallıklara dönüştü. Mısır ve Mezopotamya ile ticaretlerini geliştirebilmek için Orta Anadolu’dan Akdeniz kıyılrına inmeyi amaçlayan Hititler İÖ 1530 yılında bu krallıkları egemenlikleri altına alarak Çukurova’ya yerleştiler.

Adana kentindeki Ulucami, 16. yüzyılda, Ramazanoğulları’nın son döneminde yapılmış en ünlü yapılardan biridir.

Bugün Adana’nın Kadirli ilçesi içindeki Karatepe ve Domuztepe’de yapılan kazılar, bu tepelerin yaklaşık üç yüzyıllık Hitit döneminde kurulan iki eski yerleşme olduğunu ortaya koymuştur. Bereketli toprakları ve zengin bir kereste kaynağı olan ormanlarıyla yöredeki öbür krallıkların ilgisini çeken, üstelik önemli ticaret yollarının kavşağı olan Kilikya o tarihten sonra sürekli el değiştirdi. Hititler’den sonra Asurlular’ın, Persler’in, Makedonya Krallığı’nın ve Selevkoslar’ın (Selefkiler) egemenliğine girdi. İÖ 12’den, imparatorluğun parçalandığı İS 395 yılına kadar bu topraklar büyük Roma İmparatorluğu’nun bir parçasıydı. İmparatorluğu besleyen büyük çiftliklerin kurulduğu, bugün Yakapınar adıyla anılan Misis başta olmak üzere kentlerin büyüyüp geliştiği Roma döneminden sonra Adana yöresi Bizans egemenliğine girdi İkiye ayrılan Roma İmparatorluğu’nun doğu kanadı olan Bizans döneminde tarım ve dokumacılıkla zenginleşen Adana topraklarına Müslümanlar’ın yerleşmesi 651 yılına rastlar.

Yörede Emeviler ve Abbasiler döneminden kalma birçok yapı vardır. Adana ve Çukurova kültürünün en renkli öğelerinden biri olan Türkmenler de ilk kez bu dönemde bu yöreye yerleşmeye başladılar. 1071’deki Malazgirt Savaşı’ndan sonra Anadolu’ya giren Selçuklular, Haçlı Seferleri’ ne kadar Çukurova kentlerini ellerinde tuttular. Daha sonra, bu yörede yerleşmiş olan Ermeniler’den Memlûklar’a geçen Adana toprakları, 1350’lerde Anadolu Beylikleri’nden Ramazanoğulları’nın egemenliğine girdi. 1517’de Osmanlı yönetimine girerek bu yönetimin bir sancağı (bugünkü anlamıyla il örgütü) oldu. Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın oğlu Mısırlı İbrahim Paşa 1833’te yöreyi denetimi altına aldı. 1840’ta yeniden Osmanlı yönetimine giren Adana, özellikle 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra bir tarım ve sanayi merkezi olarak hızla gelişti.

Bunu da Okuyabilirsin...
Keltler Kimlerdir Nerede Yaşamışlardır? Keltler Hakkında Her Şey

Adana’nın Toplum ve Kültürel Yapısı

Bir yandan Çukurova’da yeşermiş büyük uygarlıklar, öte yandan bu yörede yurtlanmış Türkmen ve Yörük oymakları Adana iline zengin bir kültür mirası bırakmıştır. Kıl keçisi besleyip hayvancılıkla geçinen ve büyük çadırlarda yaşayan bu yarı göçer oymakların dokuduğu renk renk kilimler ve çadırlar birer sanat yapıtıdır. Gene bu yörede yetişmiş Karacaoğlan ve Dadaloğlu gibi büyük halk ozanları da sözlü edebiyat geleneğinin en özgün yapıtlarını vermişlerdir. Karacaoğlan’ ın sevda dolu, duyarlı şiiri ile Dadaloğlu’ nun başkaldıran, yürekli dizeleri bugünkü toplumun da simgesi sayılabilir.

Adanalılar için en büyük erdem yiğitlik, dostluk ve dürüstlüktür. Ölülerin ya da büyük acıların ardından yakılmış ağıtlar, efsaneler, yiğitlik destanları, büyük değer verilen at üstüne söylenmiş tekerlemeler ilin edebiyat geleneğinde zengin bir yer tutar. Bugün il nüfusu büyük ölçüde kentleşmiş, eski gelenek ve göreneklerinden oldukça uzaklaşmıştır. Çok sıcak bir iklimde yaşadıkları halde bol acılı yemeklerden hoşlanmaları, kırsal kesimde yaşayanların kavurucu sıcakta bile koyu renk ve kalın giysiler giymeleri Adanalılar’m ilginç özellikleridir. Adana köylerinden birinde doğan Yaşar Kemal ile Adana kentinde doğan Orhan Kemal, romanlarında Adana ve Çukurova insanının yaşamını anlatmışlardır.

Adana iline ilişkin bilgiler
YÜZÖLÇÜMÜ: 17.253 km2.
NÜFUS: 1.769.940 .
İL TRAFİK NO: 01.
İLÇELER: Adana (merkez), Aladağ, Bahçe, Ceyhan,
Düziçi, Feke, İmamoğlu, Kadirli, KaraisalI, Karataş,
Kozan, Osmaniye, Pozantı, Saimbeyli, Tufanbeyli,
Yumurtalık.
İLGİ ÇEKİCİ YERLER: Aslantaş Piknik Yeri; Karatepe
Milli Parkı ve Açıkhava Müzesi; Adana ve Anavarza
kaleleri; Ulucami; Akça Mescit; Taş Köprü; Sarıçam
Koruluğu; Seyhan Barajı.

Gönderiliyor
Kullanıcı Oyları
( oy)

Yorum Bırak