Dünya Edebiyatına Damga Vuran 15 Roman

Roman sanatının, en önemli yapıtlarının liste halinde verildiği bir çok seçki bulunmaktadır. ‘Dünyanın en iyi 100 romanı’, ‘En çok okunan romanlar’ gibi seçkiler bunlara örnektir. Edebiyatın saygın temsilcileri, yazarlar sendikası, büyük dergiler, edebiyat fakülteleri ve eleştirmenler başta olmak bir çok kurum veya kişi zaman zaman bu seçkileri paylaşmaktadır. Ben de, Dünya Edebiyatına Damga Vuran 15 Roman başlıklı bir liste hazırlamış olsaydım en başta mutlaka İlahi Komedya olurdu.

İlahi Komedya

Dünya Edebiyatındaki temel eserlerinden biri olan Dante’nin İlahi Komedya adlı destansı anlatıma sahip yapıtı, bir çok büyük sanatçının eserleri için  esin kaynağı olmuştur. İlahi Komedya’da Dante aynı zamanda başkahramandır. Ölümden sonraki hayata yapılan yedi günlük bir yolculuğun anlatıldığı yapıtta Dante, sırasıyla Cehennem, Araf ve Cennet’ten geçerek buralardan edindiği izlenimlerini anlatmaktadır.

Çavdar Tarlasında Çocuklar  – J.D. Salinger

Mutlaka okunacak romanlar listesinde hep olması gereken bir kitaptır. Salinger’in duygu yüklü, yer yer hüzün yer yer keyif verici romanında içtenliği, insan duyarlılığını göze seren akıcı bir anlatım ve hikaye var…

Don Kişot – Cervantes

İspanyol romancı Miguel de Cervantes Saavedra’nın dev yapıtı. Henüz okunmadıysa mutlaka listenin en başında yer almalı.  Don Kişot, 50 yaşlarında olan ve La Mancha’da yaşayan eski bir toprak ağasıdır. Şövalyeleri anlatan kitaplara karşı ileri derecede takıntısı vardır. Şövalyeler hakkında yazılanların hepsinin doğru olduğunu sanmaktadır. Don Kişot Sancho Panza ve Rosinante ile birlikte şövalyelik tasarlarken, çevresindekiler onun delirdiğini düşünmektedir.

Yabancı –  Albert Camus

Yabancı, iç karartıcı bir birey yabancılaşmasını anlatır. Romanda yer yer Kafka etkisi sezinlemek mümkündür. Romanın konusu Cezayir’de geçmektedir. Rastlantı sonucu, bir Arap’ı öldüren orta sınıftan bir Fransız, adım adım ölüme götüren süreçte kayıtsız bir şekilde olan biteni izlemektedir.

Tatar Çölü – Dino Buzzati

Mutlaka okunması gereken romanlardan birisi de Dino Buzzati’nin 1940’ta yayımlanan romanı Tatar Çölü. Le Monde’un Yüzyılın 100 Kitabı listesi’nde yer alan romanın özgün adı, Il deserto dei Tartari. Genç bir teğmen olan Drogo, ülke sınırı içerisinde bulunan bir kaleye atanır. Drogo kaleyi görür görmez geri dönmeye karar verir. Ancak her geçen gün gelişen olaylar, kaleyi onun kaderi haline getirir.

Güneş de Doğar – Ernest Hemingway

Ernest Hemingway’in ilk büyük romanıdır. 1920 yılında yayımlanan ve özgün adı The Sun Also Rises olan roman, Amerikalı savaş gazisi Jake Barnes’ın ağzından anlatılmaktadır.  Savaş sonrası kuşağın amaçsız ve yorgun yaşamları, düş kırıklıkları, hayalleri benzersiz bir anlatımla sunulmakta. The Sun Also Rises,  Time dergisi tarafından, “1923 ilâ 2005 yılları arasında yayımlanmış en iyi 100 İngilizce roman” listesinde bulunmaktadır.

Büyük Umutlar – Charles Dickens

Özgün adı Great Expectations olan Büyük Umutlar, ünlü İngiliz yazar Charles Dickens’ın köylü ile kentli arasındaki uçurumu vurguladığı tam bir başyapıttır.  Romanda, İngiltere’de 19. yüzyıl maden köylerinde yaşayan ve madenlerde çalışan insanların ağır çalışma koşulları anlatılmaktadır.

Üç Silahşörler – Alexandre Dumas

Fransız yazar Alexandre Dumas’ın başyapıtlarından biri olan bu tarihi macera türündeki roman, bir çok sinema filmine konu olmu ve çizgi filmleri çekilmiştir. Romanda; muhafız birliğindeki Athos, Porthos ve Aramis adlı üç silahşöre katılmak için Paris’e giden Dartanyan adlı gencin serüveni anlatılmaktadır. Yayımlandığı dönemde büyük ilgi gören romanda geçen, “Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için!” sloganı çok ünlüdür.

Savaş ve Barış – Lev Tolstoy

Rus yazar Lev Tolstoy tarafından yazılan Savaş ve Barış, sadece Rus Edebiyatı değil dünya edebiyatının da başyapıtlarından biridir. “Savaş ve Barış” Rusya’nın Fransa tarafından istila edildiği dönemde yaşanmış olayları anlatmaktadır. Dünya edebiyatının en uzun romanlarından biridir. 4 cilt olan eser her ne kadar tarihi roman gibi kabul edilse de sevgi romanı olma yönü ve içeriğine de sahiptir.

1984 – George Orwell

George Orwell tarafından yazılan ve alegorik bir politik roman olan Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, Big Brother (Büyük Birader) kavramı ile ünlüdür. Günümüzde de sıklıkla kullanılan bu kavramın yanında kitapta geçen “düşünce polisi” gibi kavramlar da belleklere kazınacak niteliktedir. George Orwell, Bin Dokuz Yüz Seksen Dört ile edebiyat tarihinin unutulmazları arasına girmiştir.

Gazap Üzümleri – John Steinbeck

Özgün adı The Grapes of Wrath olan, John Steinbeck’in  başyapıtı Gazap Üzümleri,  1939 yılında yayımlanmış ve Pulitzer Ödülü’nü kazanmıştır.  1929’daki büyük Amerikan ekonomik krizinde  yaşanan insanlık dramını etkileyici bir dille anlatmaktadır. Roman, en çok bilinen ve en çok okunan klasiklerinden biridir.

Madam Bovary / Gustave Flaubert

Gustave Flaubert tarafından 1856’da yazılan ve ilk defa 1857 yılında basımı yapılan Madame Bovary, ilk çağdaş realist roman olarak bilinmektedir. Romanın konusu, iyi kalpli sıradan bir doktorun, lüks hayat tutkusu olan romantik karısı Emma Bovary ekseninde geçmektedir.  Tekdüze bir hayattan kurtulmak isteyen Emma Bovary,  gayrimeşru aşk ilişkileri başta olmak üzere birtakım aşırılıklar yaşar.  Flaubert, karakterlerin iç dünyalarını açıklarken realizmin gözlemci yönünü kullanmıştır.

Suc ve Ceza – Dostoyevski

Özgün adı Prestuplenie i nakazanie olan Suç ve Ceza dünyanın en çok bilinen ve okunan romanlarından biridir. Rus yazar Fyodor Dostoyevski’nin Sibirya’da cezaevinden döndükten sonra yazdığı roman,  Realist bir bakış açısıyla yazılmıştır. Fakir bir genç olan Raskolnikov, yaşlı ve zengin bir kadın tefeci ile onun kız kardeşini öldürür. Bu cinayetin öncesi ve sonrası Raskolnikov’un psikolojisi temelli olarak anlatılmaktadır.

Yüzyıllık Yalnızlık / Gabriel Garcia Marquez

1982 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Gabriel García Márquez tarafından yazılan bu ölümsüz roman Marquez’in Meksika’da yazdığı başyapıttır. Özgün adı Cien años de soledad olan roman fantastik bir kurguyla sunulmuştur. Yüzyıllık yalnızlık, büyülü gerçekliğin en önemli eserlerinden biridir.

Kalpazanlar – André Gide

Özgün adı Les Faux-monnayeurs olan bu André Gide başyapıtı ve kendi deyişiyle “ilk romanı” dır.
Olaylar, Bernard ve Olivier adında iki lise öğrencisi ile Edouard isimli bir yazarın çevresinde gelişmektedir. Romanda konu olarak işlenen şey tam olarak şudur: Birey gerçekten mutlu olmak, yaşamın tadını çıkarmak istiyorsa geleneklere değil, kendi yüreğinin sesine kulak vermelidir.

Şahbender Korkmaz

Bilgitor