Varlık Vergisi Yasası Nedir? Gerekçesi, Uygulanması ve Sonuçları

Varlık Vergisi Yasası Nedir? Gerekçesi, Uygulanması ve Sonuçları

Servet Vergisi olarak da bilinen Varlık Vergisi, 1940’lı yıllarda ekonomik olarak daha iyi durumda olan yabancıları daha çok etkilediği için tarihsel bir öneme sahiptir. 11 Kasım 1942 tarih ve 4305 sayılı yasa ile konulan olağanüstü servet vergisi, Varlık Vergisi Yasası olarak hukuk ve iktisat tarihimizde önemli yer tutmaktadır.

Varlık Vergisi kanununun çıkarılmasının gerekçesi, olağanüstü savaş koşulları nedeniyle zayıf düşen ekonomiyi canlandırmak için yüksek gelir grubuna dahil kişilerin yüksek vergi ödemesi içindir.  Servet vergisi olarak bilinen yasanın savunucularına göre bu yasa, gelir adaletsizliğine karşı vergi adaletidir.

Yukarıda kısaca değindiğimiz gibi servet sahibi kimselerin daha çok yabancıların elinde olması,piyasaya hakim olması doğal olarak vergi yükünü de üstlenmesi şeklinde olmalıdır. Öte yandan ekonominin millileştirilmesi, ekonomik bağımsızlığımızı kazandıracak bir fırsat olarak görülmelidir. Ayrıca en ileri demokrasilere ve gelişmiş ekonomilere sahip ülkelerde bile ekonominin lokomotifi yabancıların elinde değildir.

Bunu da Okuyabilirsin...
Balkan Savaşları, Kısaca Nedenleri ve Sonuçları

Varlık Vergisi Yasası Nedir? Gerekçesi, Uygulanması

Varlık Vergisi Yasası uygulanışı, yasanın çıkışı ile beraber gerçekleşmiştir. Bu ülkenin kaynaklarını kullanarak zenginleşen herkesin vergi konusunda gerekeni yapmasından daha doğal bir şey de yoktur. Yasayı çıkaran dönemin Başbakanı Saraçoğlu, 5 Ağustos 1942’de okuduğu hükumet programında “Biz Türküz, Türkçüyüz ve daima Türkçü kalacağız. Bizim için Türkçülük bir kan meselesi olduğu kadar ve laakal o kadar bir vicdan ve kültür meselesidir. (…) Biz ne sarayın, ne sermayenin, ne de sınıfların saltanatını istiyoruz. İstediğimiz sadece Türk milletinin hakimiyetidir.” diyerek yeni hükümletin sosyal politikasını açıklamıştır.

11 Kasım 1942 tarihinde Varlık Vergisi kanunu TBMM’de hiç tartışılmadan kabul edildi. Kanun her il ve ilçe merkezinde kimin ne kadar vergi ödeyeceğini belirleyecek servet tespit komisyonları kurulmasını, komisyon kararlarının nihai ve kati olmasını, vergi ödeme süresinin 15 gün olmasını, 15 gün içinde tahakkuk eden vergiyi ödemeyenlerin mallarının haczedilerek icra yoluyla satılmasını, buna rağmen borcunu 1 ay içerisinde ödemeyen mükelleflerin bedeni kabiliyetlerine göre genel hizmetler ve belediye hizmetlerinde çalıştırılmasını öngörüyordu.

Bunu da Okuyabilirsin...
Osmanlı Devleti'nin Ortadoğu Politikası

İstanbul’da kurulan üç komisyon tahakkuk eden vergi listelerini 18 Aralık 1942’de açıkladı. Tahakkuk eden vergilerin %87’si gayrimüslim, %7’si Müslim mükelleflere yüklenmişti. Geri kalan %6 değişik kalemlerde olup, bunların da çoğu gayrimüslim azınlıklar ve ecnebilerdi.[10] 4 Ocağa kadar vergisini ödemeyen mükelleflere birinci hafta için %1, sonraki haftalar için %2 gecikme zammı uygulanacağı ilan edildi.

Aralık 1942 ve Ocak 1943’te İstanbul’da gayrimüslimlere ait binlerce taşınmaz mülk el değiştirdi. El değiştiren mülkler arasında İstiklal Caddesindeki yapıların büyük bir kısmı bulunuyordu. Satılan mülklerin %67 kadarı Müslüman Türkler, %30 kadarı resmi kurum ve kuruluşlar tarafından alındı.

9-13 Eylül 1943 tarihlerinde New York Times gazetesinde yayımlanan bir yazı dizisinde Türkiye’deki Varlık Vergisi uygulaması eleştirildi. Bu yazılardan 3 gün sonra, yani 17 Eylül’de toplanan TBMM, henüz tahsil edilmemiş olan Varlık Vergisi borçlarının silinmesi kararını aldı. Bu kararda 2.Dünya Savaşı dönemine ait koşulların ülkemizi güç duruma düşürmemesi fikri ağır basmıştır.

Bunu da Okuyabilirsin...
Nene Hatun Kimdir? Hayatı ve Kahramanlıkları

17 Eylül 1943 tarih ve 4501 sayılı yasa ile bir kısım mükellefin vergi borçları silindi. 15 Mart 1944 tarih ve 4530 sayılı “Varlık Vergisi Bakayasının Terkinine Dair Kanun” ile o tarihe kadar tarh edilmiş, ancak tahsil edilememiş vergilerin silinmesiyle “Varlık Vergisi” uygulaması ortadan kalktı.

Varlık Vergisi’nin Sonuçları

Varlık Vergisi Yasası ile toplam 314.900.000 TL vergi tahsil edildi. Bu sayının %70’i Anadolu’dan toplandı. Toplam tahsilat, 394 milyon TL olan 1942 devlet bütçesinin %80’ini buluyordu.

1935 sayımında Türkiye nüfusuna oranı %1,98 olan gayrımüslim azınlıklar, vergiden sonra başlayan göç nedeniyle 1945’te %1,56’ya ve 1955’te %1,08’e düştü.

Gönderiliyor
Kullanıcı Oyları
( oy)

Yorum Bırak