Osmanlı Devleti'nde Yabancı Okullar Nasıl Sorunlar Teşkil Etmiştir? | Onlinezeka

Osmanlı Devleti’nde Yabancı Okullar Nasıl Sorunlar Teşkil Etmiştir?

Osmanlı Devleti, yabancılara ekonomik kapitülasyonların yanında eğitim alanında da ayrıcalık tanımıştı. Yabancılara tanınan bu serbestlik misyonerlerin Osmanlı ülkesine gelmesine neden oldu. Önceleri mezhepleri adına dinî faaliyet sürdüren misyonerler daha sonraları kiliseleri bünyesinde okullar açmaya başladılar. Bu okullar dışında yabancı elçilikler de birer elçilik okulu açmışlardır. Özellikle XIX. yüzyıldan itibaren Osmanlılarla ilişki kuran devletler politik çıkarlarını koruma amacıyla Osmanlı topraklarında birçok okul açmışlardır. Müslüman halk ilk başlarda yabancı okullara pek olumlu bakmamıştır. Ancak bu okulların eğitim kalitesinin ve imkânlarının daha fazla olması zamanla Müslümanların da çocuklarını yabancı okullara vermelerine yol açmıştır. Yabancı okullar Osmanlı Devleti’ne modern eğitim yöntemlerini ve araçlarını getirmeleri, yabancı dil öğretilmesi ve Osmanlının Batı’ya açılmasında da etkin rol oynamıştır. Ancak bu okullardan yıkıcı faaliyetlere zemin hazırlamıştır. Özellikle gayrimüslim halk arasında milliyetçiliğin yayılmasını teşvik ederek Osmanlı birliğini bozmaya çalışmışlardır. Örneğin Bulgar, Rum ve Ermeni isyanlarına liderlik edenler genelde bu okullarda yetişmişlerdir.

Saint Benoit Lisesi

Tanzimat Döneminde yapılan değişikliklerle öğretim kurumlarında birlik olmadığı için, uzun yıllar “medrese“, “Tanzimat mektepleri“, “askerî mektepler“, “azınlık” ve “yabancı” mektepler gibi çeşitli kaynaklardan çok farklı bilgi, düşünce, ideal ve dünya görüşüne sahip insanlar yetişmiştir. Bu zıtlıklar toplumda olumsuz sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Ziya Paşa’nın Osmanlının Tanzimat Dönemi eğitim sistemiyle ilgili düşüncelerinden:

Bunu da Okuyabilirsin...
Atatürk'ün Ankara'ya Gelişi

”Uzağa gitmeye ne hacet, İstanbul’da Ermeni ve Rum mekteplerindeki çocuklardan ikisi ile bizim mekteplerdeki çocuklardan ikisi birlikte imtihana çekilsin, o zaman fark belli olur. Onların içinde on yaşında çocuk az bulunur ki kendi lisanında yazı bilmesin ve gazete okumasın. Bizimkilerin içinde on beş yaşında çocuk pek nadir bulunur ki Türkçe iki satır bir mektup yazabilsin veyahut Takvim-i Vekayi’yi okusun. Bundan daha kolay bir tecrübe var. Anadolu ve Rumeli’nin hangi şehrine gidilirse iş için kâtip aranılsın. Millet-i İslamiyenin yüzde ikisi yazı bilir çıkmaz. Diğer milletlerin yüzde yirmisi okuryazar bulunur…”

Gönderiliyor
Kullanıcı Oyları
( oy)

Yorum Bırak