Orta Çağ'da Avrupa'daki Siyasi Durum, Olaylar Ve Gelişmeler | Onlinezeka

Orta Çağ’da Avrupa’daki Siyasi Durum, Olaylar ve Gelişmeler

Orta Çağ’da Avrupa’nın siyasi yapısının şekillenmesinde Kavimler Göçü’nün önemli bir yeri vardır.

Kavimler Göçü

Asya Hun Devleti yıkıldıktan sonra Hun boylarından bir kısmı batıya göç ederek Hazar Denizi’nin kuzeyinde İtil ve Volga nehri boylarına gelmişler, burada Batı Hun Devleti’ni kurmuşlardı. Bu Hun boylarının 375’te Avrupa’ya girmesi Avrupa’da büyük göç dalgalarının ve savaşların yaşanmasına neden oldu. Hunlar önlerine çıkan kavimleri ağır yenilgilere uğrattılar. Bu kavimlerden bir kısmı Hun egemenliğini tanırken bir kısmı daha batıya ya da kuzeye doğru göç ettiler. Göç dalgası Kuzey Afrika’ya kadar yayıldı. Kavimler Göçü Avrupa’nın siyasi, sosyal ve ekonomik yapısında çok önemli değişikliklere neden olmuştur.

Kavimler Göçü’nün Muhtemel Rotaları

Tarihte Kavimler Göçü olarak bilinen bu göç dalgaları sonunda Roma İmparatorluğu önce Doğu ve Batı Roma olarak ikiye ayrıldı. Bir süre sonra Batı Roma İmparatorluğu yıkıldı. Batı Roma toprakları üzerinde Galya’da (Fransa) Franklar ve Burgontlar, İspanya’da Vizigotlar, İtalya’da Ostrogotlar, Kuzey Afrika’da Vandallar yeni krallıklar kurdular. Böylece Avrupa’nın bugünkü siyasi ve etnik yapısı oluşmaya başladı.

Bunu da Okuyabilirsin...
Yeni Çağ’da Avrupa’da Düşünce ve Sanatta Gelişmeler (Rönesans ve Reform)

Feodalite (Derebeylik)

Siyasal ve askeri gücü elinde bulunduran, toprağın mülkiyetine veya imtiyazına sahip olan bir senyörler (derebeyler) sınıfı ile bu sınıfa bağımlı köleler sınıfının oluşturduğu idari düzene feodalite denilmiştir.

Kavimler Göçü’nün etkisiyle Batı Roma İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra yerine kurulan krallıklar arasındaki anlaşmazlıklar Orta Çağ Avrupası’nda feodalite (derebeylik) adı verilen yönetim sisteminin doğmasına neden olmuştur. Bu sisteme göre, ülke büyük kontluklara, kontluklar düklüklere, düklükler de baronluk gibi küçük yönetim birimlerine ayrılmıştır.

Orta Çağ’da Batı Roma İmparatorluğu yıkılınca Avrupa’da güçlü bir siyasi otorite kurulamadı. Can ve mal emniyetini sağlamak isteyen insanlar savunmaya elverişli şatosu olan büyük toprak sahiplerine sığındılar. Bu durum feodal düzenin kurulmasının esasını teşkil etti. Feodal düzenin olgunlaşması IX. ve X. yüzyıla kadar sürmüştür.

Feodalite Rejiminin özellikleri

  • Feodal yapının en temel özelliği bölünmüşlük ve yerelliktir.
  • Feodal düzenin siyasi yapısı bir piramit gibidir. En üstte kral (veya imparator), altında ise kendisine bağlı soylular bulunur.
  • Feodolitede kralın mutlak egemenliği yoktur.
  • Donanımlı askerlerden oluşan merkezî bir ordunun kurulması kral açısından pahalı olduğundan, bu ihtiyacı feodal beyler karşılamıştır. Bu nedenle; kralın savaşta başarılı olması, feodal beylerin desteğine bağlıdır.
  • Feodal sistemde toprakların mülkiyeti soylulara aittir. Ana üretici güç köylülerdir; ancak bunlar ürettiklerinin çok azını kendileri alır, çoğunu toprağın sahibi olan efendisine verir.
  • Feodalitede ticaret gelişmediği için ,uzmanlaşmış bir ekonomi ve gelişmiş iş bölümü yoktur. Üretim toprakta yapıldığından zenginliğin ölçüsü topraktır, taşınabilir servet olgusu gelişmemiştir
  • Feodalitede kapalı bir ekonomi politikası izlendiği için halk sermaye birikimine sahip olamamıştır. Fazla ürünün ticaretle satışı olmadığından, pazar ekonomisi ve rekabet ortamı oluşmamıştır.
Bunu da Okuyabilirsin...
15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü

Feodalite Rejiminin Zayıflaması

Orta Çağ’da çok etkin bir rol üstlenen feodalite (derebeylik) sistemi Haçlı Seferlerinden sonra zayıflamaya başlamıştır. Yüzyıl Savaşlarından sonra ise Almanya dışında etkisini büyük ölçüde kaybederek ortadan kalkmıştır.

Feodalite’nin zayıflamasında;

  • Haçlı Seferleri sırasında birçok derebeyinin ölmesi, derebeylerinin pek çoğunun sefere çıkarken aldıkları borçları ödeyemeyerek topraklarını ve ordularını kaybetmeleri,
  • Haçlı Seferlerinden sonra kralların dâimi ve düzenli ordular kurmaya başlamaları,
  • Top ve tüfek gibi ateşli silahların bulunması ve bu silahlar sayesinde derebeylerin şatolarının ve kuvvetli surların yıkılmaya başlanması,
  • Coğrafi Keşiflerden sonra ticaretin gelişmesi ve tarımsal faaliyetlerin gerilemesi. Buna bağlı olarak toprağa dayalı zenginliğin yerini altın ve gümüş gibi değerli madenlere dayalı zenginliğin alması,
  • Orta Çağ’ın sonlarından itibaren gelişen Hümanizm ve Rönesans hareketlerinin de etkisiyle insanların daha özgür yaşamaya başlaması
Bunu da Okuyabilirsin...
Osmanlı'da Enderun Mektebi Nedir? Eğitim Nasıl Yapılıyordu?

gibi gelişmeler etkili olmuştur.

Magna Charta (Büyük Şart) (1215)

İngiltere’de XII. yüzyılda krallık yönetimi güçlü durumdaydı. Arslan Yürekli Richard (Rişar), Üçüncü Haçlı Seferi’ne katılınca ülkede karışıklıklar başladı. İngiltere’ye dönüşünde durumu düzeltmeye çalışan Arslan Yürekli Richard bir savaşta öldü. Yerine geçen kardeşi Jan Fransızlara karşı yaptığı savaşta başarısızlığa uğrayınca İngiltere’de halka haksız vergiler ve büyük para cezaları koydu.

Bu nedenle soylular ve halk şatoya saldırdı. Londra halkı da ayaklanmaya katıldı. Bu olay sonucunda İngiliz demokrasisinin temeli sayılan Magna Charta (Büyük Şart) krala zorla kabul ettirildi.

Bu fermanın önemli maddeleri şunlardır:

  • Hiçbir özgür insan, yürürlükteki kanunlara başvurmaksızın tutuklanamaz, sürgün edilemez, mülkü elinden alınamaz, herhangi bir şekilde yok edilemez.
  • Adalet satılamaz, geciktirilemez, hiçbir özgür yurttaş bu haklardan mahrum bırakılamaz.
  • Kanunlar dışında hiçbir vergi, yüksek rütbeli kilise adamlarıyla, baronlardan oluşan kurula danışmadan haciz yoluyla veya zor kullanılarak toplanamaz.

Magna Charta ile;

  • İngiltere’de kralın yetkileri sınırlandırılmıştır.
  • Anayasa niteliğindeki bu ferman bir süre sonra İngiltere’de parlamento yönetiminin kurulmasına ortam hazırlamıştır. İngiltere mutlak krallık yönetiminden meşruti krallık yönetimine geçmiştir.
  • İngiltere’de demokratikleşme süreci başlamıştır.

-1215’te İngiltere kralı Jan ile baronlar arasında imzalanan bir belgedir. -Kralın yetkileri sınırlandırılmıştır. -Yasaların üstünlüğü ilkesi geçerli olmaya başlamıştır. -Anayasalı parlamenter demokrasiye geçme yolunda bir adım atılmıştır.

Gönderiliyor
Kullanıcı Oyları
( oy)

Yorum Bırak