Bu Yazıda Neler Var?
Kolera Hastalığı Nedir, Nasıl Bulaşır? Kolera Hastalığı Hakkında Her Şey
KOLERA, Hindistan’da endemik olarak bulunan bulaşıcı bir hastalıktır. Uzun şiire bu bölgede sınırlı kaldıktan sonra, 1827 ile 1975 arasında tüm dünyaya yayılan yedi büyük salgına yol açmıştır. El Tor vibriyonuna bağlı olan son büyük salgın Celebes’ten çıkmış ve 1965’te Basra Körfezi’ne, 1970’te Afrika’ya, daha sonra da Avrupa’ya (Zaragoza 1971, Napoli 1973, Portekiz 1974) yayılmıştır.
Kolera vibriyonlarının taşıyıcısı insandır: Mikrobu dışkı ve kusmuklarla yayan hasta, ceset, sağlıklı insan. Bu durum hastalığın doğrudan doğruya hastadan bulaşmasının sıklığını açıklar. Daha önce düşünüldüğünün aksine, su yoluyla bulaşma o kadar önem taşımamaktadır (kurak, hatta çöllerle kaplı ülkelerde de kolera salgınının görülmesi bunun kanıtıdır).
Kolera Hastalığı Belirtileri
Kolera insanda genellikle şiddetli kusmalarla birlikte karın ağrılarıyla, vücut sıcaklığının 36°C’ye hatta daha aşağıya düşmesiyle, en önemlisi yoğun bir ishalle başlar (beyazımsı kümeler içeren ve günde 15-20’yi bulan ve bol kolera vibriyonu taşıyan dışkılar).
Tedavi edilmezse, su kaybı belirtileri ortaya çıkar: Tansiyon düşmesi, hızlı ve zayıf nabız, aşın susama duygusu, kırışık deri ve çökük gözler. Bu tür belirtilerle ortaya çıkan hastalığın % 60’ı ölümle sonuçlanır. Tedavi uygulanınca ölüm oram önemli ölçüde azalır ve % l’i aşmaz. Tedavi; olabilirse, damar yoluyla hızla bol miktarda su ve tetrasiklin, kloramfenikol ya da Hindistan’da olduğu gibi kas içi tek şırıngayla sülfamit vermektir.
Koleranın ortaya çıkmasının önlenmesi için çevre koşullarının düzeltilmesi, temizliğe dikkat edilmesi gerekir. Hastalığın yerleşik olduğu ülkelere gidenler aşıyla korunmalıdır; aynca bu ülkelerde yalnız kaynamış su içilmesi ve pişmiş besinlerin yenmesi gerekir.
