Kitap, değeri hiç azalmayan faydalı bir bilgi aracıdır. Şimdilerde her ne kadar “efendim internet var, her şeyi internette bulur okursun…” şeklinde başlayan cümleleri sık duysanız da itibar etmeyiniz. Efendim ister internet olsun,ister basılı kitapta sonuçta her şey yine kitap ve kitapta yazılanla ilgilidir. Kitap demek sadece kağıtlardan oluşan sayfalar demek değildir. Elektronik kitap diyoruz, dijital kitap diyoruz ama sonuçta kitap gerçeğinden vazgeçemiyoruz. Demek ki mesele kitabı kitap yapan asıl şey yazılı anlatım olması. Taşa yazarsanız da kitap olur, bloga da yazarsanız kitap olur. İşte tam bu noktada “Kitapsız büyüyen çocuk susuz yetişen ağaca benzer” atasözünün önemi ortaya çıkmaktadır.
Bu çok değerli, evrensel atasözünün son üç kelimesinden başlamak her şeyi açıklar. ‘Susuz yetişen ağaca benzemek’ nedir? Ya kuruyacak ya da zayıf, güçsüz ve her an ölmeye hazır bir ağaç demektir bu. Gerçekten de bir çocuk dünyaya geldiği andan itibaren öğrenme açlığını gidermeye başlar. Duyduğu, gördüğü her şeyin anlamını bilmek ister. Bildikçe daha çok bilmek ister. Çorap söküğü gibi gelir, bir tutkuya dönüşür öğrenmek. Çünkü insanın yaşamda öğrenebileceklerinin sınırı olmaz. Önceleri anne babasından, sonraları okulunda öğretmenlerinden karşılar bu müthiş tutkuyu doyuracak besinleri. Sonra yetmez artık, kendi bulmaya başlar, kendi çekip çıkarmak ister bilginin sayfalarını çeviren ipi. Bu tutunduğu ip kitaptır işte. Kitaplar ona yeni bilgiler, yeni bilgiler ona kitapları işaret eder.
Bir çocuğun hayatına kitap girmişse bir daha çıkmaz. Bilgiye ulaşan bir eli vardır ve bu el boş bırakılırsa, yaşamın değerlerini ve olgularını öğrenemez. İster maddi ister manevi yönden olsun zamanla gerileme ve yoksullaşma başlar. Kitap okumayı bırakan çocuk, ruhunu doyuracak başka alışkanlıklara yönelir. Yorumlama, akıl yürütme ve karar verme zorlukları yaşar. Kitaplardan uzak kaldıkça bilgiden uzaklaşır. Bilginin güç olduğu çağımızda giderek güçsüzleşir, cılızlaşır ve tıpkı atasözünde olduğu gibi susuz yetişen ağaca benzer.
Çocukların yaşamları boyunca başarılı olmaları için yaşadıklarını yorumlayıp, yaşayacaklarını tahmin etmeleri gerekir. Böylece hem kendileri, hem aileleri hem de ülkeleri için faydalı bireyler olabilirler. Bunun yolu da bilgiye erişmek, bilgiyi yorumlamak ve hedefleri doğrultusunda kullanmaktan geçer. İşte tüm bu olumlu gelişmeleri besleyen tek şey de kitaplardır…
