Kıbrıs Nerededir Yaşam Şartları Nelerdir? Kıbrıs Hakkında Her Şey

Kıbrıs Nerededir Yaşam Şartları Nelerdir? Kıbrıs Hakkında Her Şey

Kıbrıs Nerededir Yaşam Şartları Nelerdir?

KIBRIS, Türkiye’nin 64 km güneyinde, Suriye’nin 64 km batısında, Yunanistan’ın yaklaşık olarak 770 km güneydoğusunda bulunan büyük bir adadır. Sicilya ve Sardinya’dan sonra Akdeniz’in üçüncü büyük adasıdır. En uç noktalar arasında uzunluğu 224 km, genişliği 96 km kadardır.

Adanın üzerinde bugün iki devlet bulunmaktadır; güneyde Kıbrıs Cumhuriyeti veya Kıbrıs Rum Yönetimi (Yüzölçümü 5.896 km2, nüfusu 560.000, merkezi Levkosia [Lefkoşa]) ve kuzeyde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (Yüzölçümü 3.355 km2, nüfusu 180.000, merkezi Lefkoşa).

Kıbrıs’ın Coğrafyası

Kıbns Adası’nın yukarıdan görünüşü saplı bir tavayı andırır. Bu görünüm jeolojik oluşumlar sonucunda ortaya çıkan topografık yapıdan kaynaklanır. Adanın kuzeyinde, kıyıya çok yakın 160 km boyunca uzanan ve beş tepeli görünümünden dolayı Beşparmak Dağları da denilen Gime Dağları yer alır. Güneydeki Troodos Dağları (Karlıdağ), adanın batı kıyısından güneydoğuya doğru 80 km boyunca uzanır. Bu dağların en yüksek noktası olan Olimpos Dağı veya Troodos Dağı deniz düzeyinden 1.951 m yüksekliktedir. Kuzey ve güneyde bulunan dağlık kesimler arasında, batıda Güzel yurt (Morfu) Körfezi’nden doğuda Magosa (Famagusta) Körfezi’ne uzanan ve Mesarya olarak da bilinen düz ve alçak lçova yer alır. Genel olarak Üçüncü Zaman (65-2.5 milyon yıl önce) ve Dördüncü Zaman (2.5 milyon yıl öncesinden günümüze kadar) ürünü tortul kütlelerin bulunduğu bu ovada bizim İç Anadolu’ya benzer yüzey şekilleri görülür. Yarısı sulanan lçova adanın başlıca tahıl üretim alanıdır.

Kıbrıs’taki bütün önemli akarsular Troodos Dağlan’nda doğar. En büyükleri olan Kanlıdere (Pedieos) doğuya doğru Magosa Körfezi’ne, Karyoti Suyu batıya doğru Güzelyurt Körfezi’ne, Kuris Suyu ise güneye doğru Episkopi Körfezi’ne dökülür.

Kıbns’ta tam bir Akdeniz iklimi görülür. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar yağışlı ve ılık geçer. Yıllık ortalama yağış miktarı 500 mm dolayındadır. En düşük ortalama 350 mm ile Lefkoşa’da, en yüksek ortalama 1.025 mm ile Olimpos Dağı’nda görülür. Lefkoşa’nın yaz aylarında sıcaklık ortalaması 21-27 °C, kış aylannda 5-15 °C arasındadır.

Adanın kuzey kıyısı boyunca yaprak dökmeyen ağaçlarla kaplı verimli bir ova vardır. Burada ayrıca zeytin, keçiboynuzu, portakal, limon ve greyfurt ağaçlan yetişir. Troodos Dağlan çam, bodur meşe, servi ve sedir ormanlarıyla kaplıdır. Güney ve batıdaki dağ yamaçlarında yaygın olarak bağ yetiştirilir. Adanın batı tarafında, KKTC sınırlan içinde Güzel yurt Körfezi çevresinde geniş ponakal bahçeleri bulunur.

Kıbrıslılar geleneksel olarak tarımla uğraşır, ama 20. yüzyılda sürekli olarak kentlere yığılma başlamıştır. Ada ikiye bölünmeden önce, 1973’te Kıbns’ta nüfusu 5.000’in üstünde altı kent ve irili ufaklı 600 kadar köy vardı. Bu yapı 1974’ten sonra önemli ölçüde değişti. Güneye göç eden 180.000 kadar Rum özellikle kent çevrelerine yerleştirildi. KKTC kesimine de güneyden gelen Türkler ile Türkiye’den gelenler yığıldı. 1980’lerdeki duruma göre Rum kesiminde Uç büyük kent bulunuyordu: Lefkoşa (125.000), Limasol (100.000) ve Larnaka (36.000). Türk kesimindeyse başlıca kentler şunlardı: Lefkoşa (38.000), Magosa (20.000), Gilzelyurt (12.000), Gime (7.000).

Bunu da Okuyabilirsin...
Tundra Toprağı Nedir? Oluşumları ve Özellikleri

Kıbrıs halkı Rumlar ve Türkler olmak üzere iki büyük etnik gruptan oluşur. Çoğunluğu oluşturan Rumlar, adanın yerli halkı ile Kıbrıs’ı MÖ 11. yüzyılda kolonileştiren Peloponnesoslu göçmenlerin karışımından oluşur. Kıbrıslı Türkler’in kökeni ise adayı 1571;’de fetheden Osmanlı Ordusu’nun askerlerine ve sonradan Anadolu’dan Kıbrıs’a göç edenlere dayanır. Her iki halkta da eğitim düzeyi yüksektir. Belirli yaşın üstünde okur-yazar olmayan yok gibidir.

Kıbrıslı Rumlar Ortodoks, Kıbrıslı Türkler Sünni Müslüman’dır. Kibns Kilisesi herhangi bir patriğe bağlı değildir. Bu ayncalık Bizans İmparatoru Zenon tarafından 488’de Başpiskopos Ahthemios’a tanındı. Osmanlı döneminde de bu ayrıcalık korundu. Adada az sayıda Manini, Ermeni, Katolik ve Anglikan topluluktan da vardır.

Zaman zaman çok sayıda insanın adadan başka ülkelere göç ettiği bilinmektedir. Bu gibi dışarıda yaşayanların sayısının ada nüfusu kadar olduğu sanılmaktadır. Dışarıya göç edenlerin çoğunluğu İngiltere’ye yerleşmiştir.

Kıbrıs’ın Tarihi

Kibrıs Adası’ndaki insan yerleşimiyle ilgili en eski bulgular Yenitaş Çağı’na kadar gider. Güney kıyısı yakınlarındaki Khirokitia’da bulunan kalıntılar MÖ yaklaşık 6. bin yıl dolaylarında burada Akdeniz yöresinin ilginç topluluklarından birinin yaşadığını göstermektedir. Eski çağlarda Mısır firavunlarının ve daha sonra Asur ve Pers krallarının Kıbrıs üzerinde egemenlik kurduklarına dair kayıtlar vardır. Daha sonra ada Roma İmparatorluğu’nun eline geçti. MÖ 58’de bir Roma eyaleti olan Kibrıs’ın ilk prokonsüllerinden biri ünlü hatip ve yazar Cicero idi. Kibns MS 393’te Roma İmparatorluğu’nun parçalanmasından sonra Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu’na kaldı.

1570’te Lefkoşa’yı ele geçiren Osmanlılar 1571’de uzun bir kuşatmadan sonra Magosa’yı da aldılar. Böylece yaklaşık 300 yıl süren bir Osmanlı egemenliği dönemi başladı. Fethin ardından yaklaşık 20 bin Müslüman adaya yerleştirildi.

İngiltere ile Osmanlı Devleti arasında imzalanan 1878 antlaşmayla ada Osmanlı egemenliğinde kalmakla birlikte İngiliz yönetimine terkedildi. İngiltere’nin amacı adayı askeri üs olarak kullanmaktı. Birinci Dünya Savaşı başlayınca İngiltere Kıbrıs’ı kendi topraklarına kattığım ilan etti. Türkiye İngiltere’nin bu tek yanlı tasarrufunu ancak Lozan Antlaşması sırasında kabul etti. Böylece Kibns resmen İngiliz sömürgesi oldu.

Başlangıçta Rumlar adanın Yunanistan’a devredileceğini umarak İngiliz işgalini desteklediler. Fakat özellikle İkinci Dünya Savaşı sırasında Akdeniz’de Kıbrıs’ın İngiltere’ye sağladığı avantajlardan sonra Ingilizler’in adayı öyle kolay kolay terketmek istemediği anlaşıldı. Bunun üzerine Kıbns’ta Enosis (Yunanistan’la birleşme) sloganı ortaya atıldı. Yunanlı Albay Georgios Grivas 1955’te EOKA örgütü’nü kurarak İngiltere’ye karşı silahlı eylemlere girişti. Mart 1956’da Başpiskopos Makarios’i desteklediği gerekçesiyle İngilizlerce Seyşel Adalan’na sürüldü. 1957’de Makarios serbest bırakıldı, ama adaya dönmesine izin verilmedi. Bunun üzerine Makarios Yunanistan’a yerleşerek eylemlerini oradan yönlendirmeye başladı. Bu arada adadaki Türkler de harekete geçti. Fazıl Küçük önderliğinde örgütlenen Türkler adanın ya Türkiye’ye geri verilmesini veya bölünmesini istemeye başladılar. Yunanistan ve Türkiye’de karşılıklı mitingler ve gösteriler birbirini izledi.

Bunu da Okuyabilirsin...
Çığ oluşumunu etkileyen faktörler

6-7 Eylül 1955’te patlak veren olaylar sırasında İstanbul’da Rumlar’m işyerleri ve evleri tahrip ve yağma edildi. Bunun üzerine çok sayıda Yunan uyruklu ülkeyi terkettiği gibi İstanbullu Rumlar’ın da çoğu Türkiye’den ayrıldı.

Sonunda Türkiye – Yunanistan – İngiltere arasında bağımsız Kıbrıs Devleti için bir anlaşmaya varıldı (Şubat 1959). Kıbrıs Rum ve Türk temsilcileri de anlaşmayı onayladılar. İngiltere’ye Akrotiri ve Dekelia askeri üslerinde egemenlik hakkı tanındı. Yunanistan, Türkiye ve İngiltere Kibrıs Cumhuriyeti ’nin bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü garanti ettiler. Aralık 1959’da Makarios cumhurbaşkanı, Fazıl Küçük de cumhurbaşkanı yardımcısı oldu. Bakanlar Kurulu’nun kararlı bağlayıcı olmakla birlikte başkanın ve yardımcısının güvenlik, savunma ve dış politika konularında veto hakları vardı.

Kıbrıs Cumhuriyeti

Kıbrıs’ta ilk genel seçimler 31 Temmuz 1960’ta yapıldı. 50 üyeli parlamentoda 35 üyelik Rumlar’a, 15 üyelik Türkler’e ayrılmıştı. 16 Ağustos 1960’ta anayasa kabul edilerek Kıbrıs Cumhuriyeti resmen ilan edildi. Kıbrıs Birleşmiş Milletler’e ve İngiliz Milletler Topluluğu’na da üye oldu.

Çok geçmeden birtakım tatsızlıklar başladı. Anayasaya göre bazı bakanlıklar Türkler’e bırakılmış Türkler’in kendi belediyelerini kurmalarına da izin verilmişti. Ancak Rumlar Türkler’e verilen hakları tanımak istemediler. Makarios özellikle yerel yönetim ve mâliyeyle ilgili konularda ortaya çıkan güçlükleri öne sürerek anayasada değişiklik yapılmasını istedi. Bunların Türk tarafınca reddedilmesi üzerine Türkler’e yönelik saldırılar başladı. İki toplum arasında çıkan çatışmalar üzerine Türkler’in elinde anklav halinde yalnız birkaç yerleşim yeri kaldı. Lefkoşa bir ateşkes hattıyla ikiye bölündü. Mart 1964’te BM Güvenlik Konseyi adaya Barış Gücü göndermek zorunda kaldı. Türkler’e yönelik saldırıların artması üzerine Türk uçakları ada üzerinde ihtar uçuşunda bulundular. Ama Türkiye çıkarma yapmadı. Yunanistan’da korgeneralliğe yükseltilmiş olan Grivas yeniden adaya dönerek Kıbrıs Rum Muhafız Birliği’nin komutanlığına atandı. Türkiye’nin verdiği ültimatom üzerine Yunan cuntası birliklerini ve Grivas’ı geri çekmeyi kabul etti. 1968 ve 1973’te yeniden cumhurbaşkanı seçilen Makarios, Bağlantısızlar hareketi içinde yer alarak uluslararası alanda etkin rol oynamaya başladı. Bu arada Makarios’un bağımsız Kıbrıs politikasına karşı şiddetli Rum muhalefeti başladı.

Grivas gizlice adaya dönerek EOKA B örgütü’nü kurarak ENOSİS mücadelesini yeniden başlattı.

15 Temmuz 1974’te Kıbrıs Rum Ulusal Muhafız Birliği’ne bağlı birlikler Yunan subaylarının önderliğinde, ENOSİS’i gerçekleştirmek amacıyla Makarios’a karşı bir darbe düzenlediler. Makarios kaçmayı başardı, Londra’ya gitti. Nikos Sampson Kıbrıs Cumhurbaşkanı ilan edildi. Bunun üzerine Türkiye asker çıkararak müdahale yetkisini kullandı.

Bunu da Okuyabilirsin...
İç Anadolu Bölgesi’nin Neleri Meşhurdur?

Kıbrıs Barış Harekâtı adı verilen bu müdahale üzerine Yunan cuntası iktidardan düştü. Sampson çekildi, yerine Giafkos Klerides getirildi. Türk birlikleri KKTC’nin bugünkü sınırlarını oluşturan Attila Hattı’na kadar ilerlediler. Aralık 1974’te Makarios adaya döndü. Böylece Kıbrıs fiilen ikiye bölünmüş oldu.

Makarios’un Ağustos 1977’de ölmesi üzerine Kıbrıs Cumhurbaşkanlığı’na Spiros Kipriyanu seçildi. Kipriyanu 1978 ve 1983 seçimlerini de kazanarak 1988’e kadar görevde kaldı. Bu arada toplumlar arası görüşmeler hep devam ettiyse de bir sonuca ulaşılamadı ve 15 Kasım 1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kuruldu. Cumhurbaşkanlığına Rauf Denktaş seçildi. 1988’de Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanlığı’na Georgios Vasilyu
seçildi. Denktaş – Vasilyu görüşmeleri yıllarca sürdü, ama birleşme sağlanamadı. 1993’te yapılan başkanlık seçimini yeniden Giafkos Klerides kazandı ve görüşmeler için daha sert bir tutum takındı.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)

Türkiye Makarios’a karşı yapılan darbeyi ENOSİS için bir giriş olarak değerlendirdi. Zürih ve Londra antlaşmalarına göre adadaki Türkler’i korumak için müdahale hakkının doğduğunu, üçüncü garantör devlet durumunda olan Ingiltere’ye bildirdi. Londra’da yapılan görüşmelerde İngiltere, Türkiye’nin müdahale hakkını kullanmasına karşı çıktı. Bunun üzerine Kıbrıs’taki Türk varlığını korumak için adaya asker çıkarmak zorunluğu doğdu. 20 Temmuz 1974 günü Türk birlikleri harekete geçti. Beşparmak Dağlan’na paraşüt ve helikopterlerle 2.000 komando indirildi. Girne’nin 10 km batısına da çıkarma yapıldı.

Harekâtın etkisi büyük oldu. Uluslararası kamuoyu bu aşamada Türkiye’yi destekledi. Yunanistan’da askeri cunta iktidardan düştü. Karamanlis Yunanistan’a dönerek başbakanlığa getirildi. Cenevre’deki üç hükümet temsilcilerinin görüşmelerinde anlaşmaya yanlamayınca harekâtın ikinci evresi başladı. 14 Ağustos 1974’te harekete geçen Türk birlikleri Magosa, Lefkoşa ve Lefke’nin güneyinden geçen Attila Hattı’na kadar adanın bütün kuzeyini ele geçirdiler. Yabancı devletler Barış Harekâtı’nın ikinci evresine karşı tepki gösterdiler. ABD, Türkiye’ye karşı silah ambargosu uyguladı. Fakat Türk Hükümeti geri adım atmadı ve kuzeyde ayn bir Türk yönetimi kuruldu. 1975’te kuzeyde kurulan bu devlete Kıbrıs Türk Federe Devleti adı verildi (KTFD). Yıllar süren görüşmelerde birleşme umudu kalmayınca KTFD Bakanlar Kurulu bağımsızlık kararı aldı ve bu karar İS Kasım 1983’te Federe Meclis’te kabul edildi. Türkiye KKTC’yi hemen tamdı. İngiltere, Yunanistan, ABD ve Kıbrıs Cumhuriyeti bağımsızlık ilanına tepki gösterdiler. Yeni bir anayasa yapıldı, 5 Mayıs 1985’te halkoyuna sunuldu ve onaylandı. Yeni anayasaya göre cumhurbaşkanlığı seçimleri de yapıldı ve Rauf Denktaş cumhurbaşkanı seçildi. Denktaş’ın partisi Ulusal Birlik Partisi’nin başkam Derviş Eroğlu başbakan oldu. O zamandan beri cumhurbaşkanlığını hep Denktaş, başkanlığı da hep D. Eroğlu yaptıysa da 1993’ten itibaren iki lider arasında ülkenin genel politikası konusunda anlaşmazlıklar baş gösterdi. Eroğlu Rum tarafıyla müzakerelerde daha sert bir tutum takınılması gerektiğini savunuyordu. Topraktan taviz verilmesinden yana değildi.

Gönderiliyor
Kullanıcı Oyları
( oy)

Yorum Bırak