Katoliklik Nedir?
ISA’nın öğretisini elinde tutan kiliseyi, bu öğretiden sapan kiliselerden ayırmak için “Katolik” yani “evrensel” sözcüğünün kullanılması çok eskilere uzanır. Bu sözcüğe, daha Antakyalı Aziz lglatius’un (ölümü 107’ye doğru) Mektuplar’ında. rastlanır. 5. yüzyılda Aziz Vincent de Lerins, bu sözcüğün ünlü bir tanımım yaptı: “Gerçekten de tam anlamıyla Katolik olan şey, her yerde, her zaman ve herkes tarafından inanılan şeydir”. Roma kilisesi, bu biçimiyle tam olarak evrenseldlik anlamına gelen Katolikliğin, kendi özel ve ayırt edici niteliği olduğunu ileri sürer.
Katolik birliği, inançta, dinsel törenlerde ve dinsel yaşamda ortaklığı temel alır. Katolik inancı üçlü bir temele dayanır: Tann’mn sözü demek olan Kutsal Kitap; Tanrısal etkinliğin sürekliliği demek olan gelenek; gerçeği elinde tuttuğu ve onun için tek yetkili yorumcusu olduğu kabul edilen kilise.
Vahiy: Katolikliğe göre vahiy zaman içinde, tarihsel bir biçimde gerçekleşmiştir: önce yalnızca Yahudi ulusuna ve örtülü olarak (Eski Ahit); sonra bütün dünyaya açık olarak (Yeni Ahit) bildirilmiştir.
Gelenek: Katolikliği diğer Hıristiyan öğretilerden ayıran esas nokta budur. Protestanlar’a göre Hıristiyan inancının tek dayanağı Kutsal Kitap’dır. Katoliklik ise son Resul’ün ölümünden sonra bir vahiy gerçekleşmediğini kabul eder; ancak o günden beri kilisenin dile getirdiği her şeyi, İsa’nın ve Resuller’in öğretisinin açıklanması, geliştirilmesi olarak görür.
İnanç: Katolikler’e göre inanç Tann’mn İsa ve kilise aracılığıyla bildirdiği gerçeklere inanmak eylemidir.
Kilise: İnanç birliğine koşut olarak, Roma Piskoposu’nun, yani Papa’nın çevresinde bir kilise birliği oluşmuştur. Yerel kiliselerden sorumlu piskoposlar Roma’ya bağlıdırlar
Dünyadaki Katolik sayısının 600 milyon dolayında olduğu söylenebilir.
FRANSIZ bilgin Charles de La Condamine, 1740 yıllanna doğru Güney Amerika’ya yaptığı bilimsel bir gezi sırasında, Amazon yerlilerinin hevea (ağlayan ağaç anlamına, kaa-o-şu diyorlardı) ağacından sızan özsuyu topladıklarını gördü. Yerliler ağacın kabuğunu çizerek, çok ilginç özellikleri olan beyaz bir sıvıyı, kauçuk sütü ‘nü topluyorlardı. Bu sıvı havayla temas eder etmez hızla katılaşıyor ve esnek bir madde haline geliyordu. Yerliler bu kauçuğu, giysilerim su geçirmez yapmakta kullanıyorlardı.