Kars Şehri Nerededir? Kars Hakkında Her Şey

Kars Şehri Nerededir? Kars Hakkında Her Şey

Kars Hakkında Her Şey

İLKEMİZİN kuzeydoğusunda, Doğu Anadolu Bölgesi içinde yer alan Kars ili doğuda Ermenistan ili komşudur. Yüzölçümü 9.442 km olan Kars ili, büyüklük bakımından 32. sıradadır. 1992 yılına değin yüzölçümü 18.557 km olan Kars ili büyüklük bakımından illerimiz arasında 8. sırayı alıyordu. İlin bazı kesimleri, 27.5.1992 tarih ve 3806 sayılı yasa ile kurulan Ardahan ve İğdır illerinin sınırlan içinde kalınca, Kars ilinin yüzölçümü küçüldü.

Yüzey şekilleri

Kars ili bütünüyle yüksek bir ildir. Yükseklikleri genellikle 2.000 m’nin üstünde olan dalgalı yaylalar geniş yer tutar.

Erzurum-Kars Yaylası adı da verilen bu yayla üzerinde yer yer yüksekliği 2.500 m’yi aşan (Kars’ın güneydoğusunda Dumanlı Dağ ve Hacı Halil Dağı gibi), hatta 3.000 m’ye çok yaklaşan (Kağızman’ın kuzeyinde 2.961 m’ye ulaşan Yağlıca Dağı gibi) doruklar bulunduğu gibi 3.000 m’yi aşan dağlar da vardır. Sarıkamış’ın güneyinde Aladağ (3.138 m), ilin kuzeyinde Kars ilini Ardahan ilinden ayıran Allahüekber Dağları uzanır. Bu dağların güneybatı uçları Erzurum ili sınırları içinde kalır.

İklim

Kars yaylalarının iklimi, yüksek ve denizden sıradağlarla ayrılmış olduğundan çok serttir. Kars kentinde en soğuk ay ortalaması —11.6°C, bugüne değin ölçülen en düşük sıcaklık —39.6°C’dir (7 Ocak 1954). En sıcak ay ortalaması 17.3°C, bugüne değin ölçülen en yüksek sıcaklık 34.6°C’dir (16 Ağustos 1948). Güneyde, Araş Vadisi’nde yer alan Kağızman’da özellikle kış sıcaklıkları, Kars’takinden oldukça farklıdır. En soğuk ay ortalaması —3.7°C, en sıcak ay ortalaması 21.7°C’dir.
Kars kentinde yıllık yağış tutarı 528 mm, en yağışlı mevsim yaz, en kurak mevsim kıştır. Ülkenin başka hiçbir köşesinde rastlanmayan bu yağış rejimi tipi, yalnızca Kars-Ardahan kesimine özgüdür.

Bitki örtüsü

Kars ilinde ormanlar çok yer tutmaz. Sarıkamış dolaylarında tümüyle sarıçamlarla kaplı ormanlar vardır. Kars Yaylası’nda, yaz sonuna değin yeşilliklerini yitirmeyen çayırlar yaygındır.

Akarsular

Kars ilindeki akarsuların çoğu, Araş Irmağı’nın kolları olan Kars Suyu ve onun döküldüğü Arpaçay aracılığıyla Hazar Denizi’ne ulaşır.

Nüfus ve kentler

21 Ekim 1990 tarihinde yapılan son nüfus sayımına göre Kars ilinin nüfusu 349.437’dir. Aynı yıl Kars ilinde km’ye 37 kişi düşüyordu. Bu sayı aynı yıllardaki Türkiye genel nüfus yoğunluğunun (73) yarısı kadardır.
Merkez ilçede 87’yi bulan nüfus yoğunluğu, Digor ilçesinde 24’e düşer.
İl nüfusunun yüzde 33’ü nüfusları 10.000’i aşan Uç kentte yaşar. Bu kentlerden birinin (Kars) nüfusu 50.000’i, birininki (Sarıkamış) 20.000’i aşar. Üçüncü kent durumunda olan Kağızman’ın da nüfusu 15.000’i biraz geçer.

Bunu da Okuyabilirsin...
Rüzgar Çeşitleri Nelerdir?

 

Kars kenti

İlin merkezi olan Kars kenti, Araş İrmağının kollarından Arpaçay’a karışan Kars Suyu’nun saf (doğu) kıyısında kurulmuştur. Eski Kars ve Yeni Kars olmak üzere iki kesimden oluşur. Eski Kars, kuzeyde, bir tepe üstündeki Kars Kalesi’ nin çevresinde yer alır ve çekirdeğini Kaleiçi Mahallesi oluşturur. Bu mahallenin doğusundaki Bayrampaşa Mahallesi’ne, aynı adlı kapıdan geçilir. Kalenin batıya açılan ve Kars Suyu üstündeki Taşköprü’ye yakın olan kapışma “Su Kapısı” adı verilmiştir. “Ortakapı” adı verilen kapı da, Eski Kars’ı güneydeki Yeni Kars’la birleştirir. 1878’den sonra kurulan bu yeni kesim, ovaya doğru yayılır. Düzenli bir plana göre kurulan, sokak ve caddeleri birbirini dik olarak keser yeni kesim ile dar ve zikzaklı sokakların bulunduğu eski kesim arasındaki büyük fark, ilk bakışta dikkati çeker.

Kentin Eskiçağ’daki adı Chorsa olarak bilinir. Bugün kullandığımız Kars adı Ortaçağ’dan itibaren kullanılmaya başlamıştır. Kent ve çevresi İlk ve Ortaçağ’da çeşitli egemenlikler altında kaldıktan sonra MS 5. yüzyılda Sasaniler’in eline geçti. 10. yüzyıl ört alarmda da Bizans egemenliği başladı. Daha sonra 1064 yılında Alparslan tarafından fethedilerek Selçuklu egemenliği başladı. Böylece Kars, daha Malazgirt Savaşı’ndan önce, Türk egemenliğine çok erken giren Anadolu kentlerinden biri oldu. 1071 Malazgirt Zaferi’nden sonra yörede bir beylik kuran Saltuklular’a bağlandı. Bir süre sonra bu yörede Selçuklu egemenliğine son veren Kıpçaklar’ın dine geçti (1153). Gürcü Kraliçesi Tamara, Kars’ı Kıpçaklar’dan geri aldı. Daha sonra bu Gürcü kraliçesi, Saltuklu sultanının oğullarından biriyle evlenince Kars da çeyiz olarak yeniden Saltuklular’a geçmiş oldu. Saltuklu Beyliği’ne Anadolu Selçukluları tarafından son verilince Kars, Anadolu Selçuklularının egemenliğine geçti. 13. yüzyılm ilk yansı içinde Anadolu Selçuklu Devleti ile Gürcüler arasında birkaç kez el değiştirdi. 1239 yılında Moğollar tarafından alındı. İlhanlılar döneminde bazı vergi yükümlülüklerinin dışında tutulan Kars kenti, bir süre sonra 1356 yılında Altmordu Devleti’nin, hemen ardından 1358’de Celayirliler’in, 1380’de de Karakoyunlular’ın eline geçti. Kenti 1386 yılında eline geçiren Timur, Kars Kalesi’ni temelinden yıktırdı ve kenti önemli ölçüde hasara uğrattı. Timur işgalinden sonra 1406 yılmda kent yeniden Karakoyunlular’m eline geçti. 1467 yılında da kenti Karakoyunlular’dan alan Akkoyunlu Uzun Hasan’ın egemenliğine girdi. 15. yüzyılın başlarında Akkoyunlular’la Safeviler arasındaki mücadelem sahne oldu ve bu mücadelelerden çok zarar gördü. Kent adeta bir enkaz yığını haline geldi. Kars 1534 yılmda, Kanuni Sultan Süleyman’ın “Irakeyn Seferi” sırasında barış yoluyla Osmanli topraklarına katıldı. O zamana kadar sürekli el değiştirmeler yüzünden çok harap bir duruma düşmüş olan Kan kenti, Padişah Kanuni Sultan Süleyman’ın buyruğu ile yeni baştan imar edildi. Bu yeniden kuruluş 14 yıl sürdü ve kentin iman 1448’de tamamlandı. Fakat daha sonraki yıllar da da devam eden Safevi akınlan yüzünden yeniden yıkıma uğradı; Padişah III. Murat tarafından yeniden onarıldı. OsmanlI yönetim sisteminde, o sırada yeni kurulmuş olan Çıldır Eyaleti’nin merkezi oldu (1579). 17. yüzyılın ilk yıllarında Ösmanlı idaresi Celali isyanları ile meşgul iken, bunu fırsat bilen İran Şahı I. Abbas, ani bir baskın yaparak 1604 yılında Kars’ı ele geçirdi ve kenti yakıp yıktıktan sonra geri çekildi. 1616 yılında kalesi de dahil olmak üzere kent yeniden onarıldı. Saldırılara karşı koyabilmesi için IV. Murat’ın Revan Seferi sırasında kentin iç ve dış surları iyice sağlamlaştırıldı (1635). Surların sağlamlaştırılması, Nadir Şah’ın 1734 ve 1744 yıllarında iki kez Kars’ı kuşatmasının başarısızlıkla sonuçlanmasını sağladı. Gürcistan’a egemen olan Ruslar’ın 1807 yılındaki saldırısı, onu izleyen 1821 ve 1822 yıllarındaki Safevi saldırıları da başarısız oldu. Fakat 1828’de General Praskeviç komutasındaki bir Rus Ordusu Kars’ı işgal etti. 1830 yılında imzalanan Edirne Antlaşmasıyla Kars Türkler’e geri verildi. Kırım Savaşı (1853-1856) sırasında 55.000 kişilik bir orduyla Kars’a yeniden saldıran Ruslar, kenti savunan 12.000 askere katılan Karslılar’ın da yardımıyla 20.000 kayıp vererek çekilmek zorunda kaldılar. Bu başarılı zafer üzerine Padişah Abdülmecit, Kars kentine ve kent halkına “Gazi” unvanını verdi. Ancak Kars’ı başarıyla savunanlar, açlık ve soğuğa dayanamayıp ve bu sırada baş gösteren kolera salgınına da yenik düşünce, yaklaşık iki ay süren bir savunmadan sonra 28 Kasım 1855’te teslim oldular. Kent 1856 yılında imzalanan Paris Antlaşması sonucunda Osmanlılar’a geri verildi. Bu sırada Kars, Erzurum vilayetine bağlı bir sancak merkezi durumuna getirildi. Halk arasında “Doksanüç Harbi” adı verilen 1877-1878 Savaşı’nda, Ruslar tekrar Kars’a hücum ettiler. Rus kuvvetlerini Uç kez geri püskürtmeyi başaran Gazi Ahmet Muhtar Paşa, sonunda Erzurum’a geri çekilmek zorunda kalınca, Kars kenti yeniden Ruslar*ın eline geçti (18 Kasım 1877). Savaş sonunda 3 Mart 1878 tarihinde imzalanan Ayastefanos Antlaşması uyarınca Kars da, Batum ve Ardahan’la birlikte Rusya’ya bırakıldı. Kars 40 yıl kadar Rus idaresinde kaldı. 3 Mart 1918 tarihli Brest-Litovsk Antlaşması, Türkiye ile Sovyetler Birliği arasındaki sınırı 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı öncesindeki şekline getirmeyi öngördüğünden Kars, Osmanlı Devleti’ne geri verildi. Fakat 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Mütarekesi’ne göre Osmanlı Ordusu’nun 1914’ten önceki sınırları gerisine çekilmesi gerektiğinden kenti önce Ingilizler işgal etti. Ingilizler sonra Kars’ı Ermeniler’le Gürcüler’in denetimine bırakarak çekildiler. 30 Ekim 1920’de Kâzım Karabekir idaresindeki Türk Ordusu tarafından Kars işgalden kurtarıldı.

Bunu da Okuyabilirsin...
Yenilenebilir Enerji Nedir? Yenilenebilir Enerji Kaynakları Nelerdir?

Kars kentinin nüfusu 1927’de 13.735 idi. Bu sayı 1940’ta 25.000’e yaklaştı (24.755), 1945’te 21.130’a düştü, sonra yeniden artarak 1960’ta 30.000’i, 1970’te 50.000’i aştı ve 1990’da 80.000’e yaklaştı (78.455).
Sarıkamış kenti Kars Suyu’nun kaynaklarının bulunduğu geniş dalgalı bir sırt üstünde deniz düzeyinden 2.100 m yüksekte kurulmuştur. Tumagöl ve Lise sırtlarıyla ve bunların arasında yer alan alçak kesimde yayılır. Erzurum’u Kars’a bağlayan kara ve demiryolları buradan geçer. Sarıkamış da, Kars’ın geri kalan kesimi gibi 1878’de Rusya’ya verilmişti. 5 Nisan 1918’de Türk kuvvetleri tarafından geri alındı. Sarıkamış’ın nüfusu 1927’de 4.357 idi. Daha sonra kâh azaldı, kâh arttı. 1940’ta 15.000’i aştı. Ama 1950’de 8.000’e düştü. Gene azalıp artarak 1970’te 20.000’i aştı (20.343). O tarihten sonra pek değişmedi. Nüfusu 1990’da 21.743 idi.

Bunu da Okuyabilirsin...
Kimyasal Tortullar (Kalker-Traverten-Sarkıt-Dikit) Özellikleri Nelerdir?

Kağızman kenti

Araş Vadisi’nin güneyinde, eğimli bir yüzeyde kurulmuştur. Gür bir bitki örtüsü içindedir. Kentin çekirdeği Çarşı Mahallesi’dir. Buradan çevreye doğru evler, bahçelerin içinde dağılır. 19. yüzyılın ikinci yansında Rus egemenliği altında kalan Kağızman, 8 Nisan 1918’de geri alınmıştır. 1927’de 3.626 olan nüfusu, 1970’te 10.236’ya, 1990’da da 15.273’e yükseldi.

Ekonomik yapı

 

Kars ilinde ekonomik yaşam, tarım ve hayvancılığa dayanır. Ekili alanların yüzde 90’ından çoğu tahıl ekimine ayrılmıştır. Tahıl türleri arasında buğday başta gelmekle birlikte bazı yıllar arpa üretiminin buğdayı geçtiği olur. Kars ilinde kış sebzesi olarak lahana ve şalgam yetiştirilir. Üretim bakımından başta gelen kuru sebze patatestir.
Çayır ve otlak alanlarının il yüzeyinin yarısından çok yer tutması, hayvancılığın gelişmesini sağlamıştır. Kars ilinin sığırları, kırmızı sığır soyudur. Bunların Sarıkamış ve çevresi doğal sütlerinden yağ, peynir ve süttozu üretilerek başka illere gönderilir. Kars ilinde arıcılık da önemlidir. Kars balı, büyük kentlerde ün yapmıştır.
Kars’ta önemli yeraltı kaynağı zenginliği yoktur. Sanayide, hayvansal ürünleri işleyen fabrikalar ağır basar. Süt ve süt ürünleri (özellikle gravyer peyniri) alanında üretim yapan küçük işletmeler dışında, Türkiye Süt Endüstrisi Kurumu’nun açtığı büyük bir fabrika da vardır. Ayrıca çimento ve yem fabrikaları da bulunur.

Kars ilinin en önemli ulaşım damarları, Erzurum’dan başlayıp Sarıkamış üstünden Kars’a ulaşan, oradan da sınırlarımızın dışına çıkan kara ve demiryollarıdır. Söz konusu demiryolu eskiden Erzurum-Sarıkamış arası “dar hat”, Sarıkamış’tan sınıra kadar olan kesimi ise normalden geniş hat biçimindeydi. Günümüzde tamamı normal genişliktedir, îli Karadeniz kıyılarına bağlayan önemli yol, Kars-Ardahan-Artvin-Hopa yoludur.

Gönderiliyor
Kullanıcı Oyları
( oy)

Yorum Bırak