Karikatür Nedir, Türkiyede Karikatür | Karikatür Hakkında Her şey

Karikatür Nedir, Türkiyede Karikatür | Karikatür Hakkında Her şey

Karikatür Hakkında Her şey

 

Bir kişinin, bir nesne veya bir olayın gülünç veya taflayıcı biçimde tesviridir.

KARİKATÜR de diğer sanatlar kadar eskidir. Doğanın kusurlarını göstererek insanları güldürmek isteyen karikatürcülük, halkla bir dereceye kadar suç ortaklığını gerektirir, yani karikatürcü ancak yeterince tanınmış kişilerle veya olaylarla alay edebilir. Bunun için, bazı şeylere eskiden niçin güldüklerini çoğu zaman anlamakta güçlük çekeriz.

Görüntüleri çarpıtan ayna

Bir yüz karikatürü, tıpkı vücudu büyülten ya da daraltan panayır aynaları gibi, insanı biçimsizleştirir. Tıpkı karnaval maskeleri gibi bazı ayrıntıları da iyice abartır. En karakteristik çizgileri ele alıp sadeleştirmeye çalışır: ‘Şarlo’nun bıyığı ve şapkası, Hitier’in perçemi ve bıyığı, de Gaulle’Un burnu gibi. Hayvanlarla bazı benzeyişler de insanları güldürebilir; zaten bu, gözde politikacılarla alay etmek için sık sık kullanılan bir yöntemdir.

Güldürücü hikâyeler

Karikatür sadece davranışları değil, durumları da canlandırabilir: Böylece güldürü tiyatrosuna yaklaşır. Anlatılan sahneyi canlandırarak bizi güldüren ve biri ötekinin değişik biçiminden ibaret iki desen arasında neler olup bittiğini anlamamızı sağlayan, hayal gücümüzdür. Buna şaka, alay, latife veya nükte denebilir. Bu, pek kısa bir zaman parçası içinde ve bekleflmedik bir anda meydana gelen bir olaydır. Bununla birlikte, karikatürde ikiden fazla desen de bulunabilir; o zaman fıkrakanşık bir nitelik kazanır, sözlü veya sözsüz resimli bir hikâyeye dönüşür, böylece de resimli roman ilkesine yaklaşır.

 

Mizah desenleri

Mizah desenleri ilkin İngiltere’de ortaya çıkmıştır; daha önce bir karikatür türü olan mizah deseninde, önemli olan, özellikle desendir. Bu desen sevimli bir “pembe” mizah şeklinde olabileceği gibi, iç karartıcı veya gaddar bir “kara” mizah şeklinde de olabilir.

Yazı ve resim

Bazı desenlerin açıklamaya ihtiyacı yoktur. Bazıları ise, görünüşte alelade bir sahnedir, güldürücü yanı o sahnenin altındaki yazıda açıklanmıştır. Yazı kısa bir söyleşi, bir “nükte” veya konuşma arasına sokuşturulmuş bir “kurnazlık” olabilir. Aslında bu çeşit karikatür sözlü bir mizahtır, desen burada bir bahane sayılabilir. Karikatürde ne kadar çok desen ve yazı olursa, tiyatro güldürüsüne ve resimli romana o kadar yaklaşılmış olur.
Karikatürlere ve mizah resimlerine resimli kitaplarda, bazı afişlerde veya çoğu zaman küçük bir yer, hatta bazen özel bir sayfa ayrılmış olan gazetelerde de rastlanır.

Bunu da Okuyabilirsin...
Devalüasyon Nedir? Devalüasyonun Faiz ve Dövizle İlişkisi Nedir?

Karikatürün tarihi

Karikatür aslında sanayi çağının bir sanat ürünüdür. İlk sanayileşen ülke İngiltere olduğu için de orada ortaya çıkmıştır. Fakat kelimenin İtalyanca caricatura sözcüğünden türeme olduğu ve mecazi anlamda abartmak, alay etmek anlamına geldiği bilinmektedir. Bu bakımdan karikatür kelimesini ilk olarak İtalyan ressam Annibale Caracci’nin kullandığı söylenir. Bu ressam, insan yüzlerini, bir hayvanı veya bir bitkiyi andıracak biçimde, ama aslına benzer olarak çizerek yanında çalışanları eğlendirirmiş. Geçmişi uzaklara gitse de bugünkü anlamda ve bir mizah sanatı olarak karikatür, 18. yüzyılın ürünüdür. William Hogarth’m İtalyan usulü çarpıtılmış insan görüntüleriyle yetinmeyerek davranışlardaki çelişkileri ortaya koyacak desenler üretmesiyle bugünkü karikatür sanatı başlamış oldu. Hogarth’tan sonra portre karikatürüyle konulu karikatür bir arada yürüdü ve gittikçe daha yoğun bir biçimde toplumsal ve siyasal yergi aracı olarak kullanılmaya başlandı. İngiliz yayımcı Arthur Pond 1740 yılında, çeşitli sanatçıların 25 karikatüründen oluşan bir albüm yayımladı. Albümde yer alan sanatçılardan Pier Leone Ghezzi’nin geçimini bu tür çizimlerle sağlamış olması, onun ilk profesyonel karikatürcü sayılmasına yol açtı.

 

*Gene bir Fransız karikatürcü okut Charles Philipon ‘un (1806-1862), Kral Louis-Philippe’in başını armut biçimine dönüştüren ünlü karikatürü. “Armutlar” adlı bu karikatürün sahibi, yayımladığı iki dergide çıkan benzer eserleri yüzünden, ağır para ve hapis cezalarına çarptırılmıştır. Carnavalet Müzesi, Paris.

 

Bunu da Okuyabilirsin...
Baskı Balata Azaldığı Nasıl Anlaşılır?

 

Türk karikatürü

Türkiye’de Diyojen dergisiyle başlayan karikatürün gelişme dönemi olan Meşrutiyet’in başlıca adları şunlardır: Cem, Sedat Nuri, Baha, Halit beyler ve Sedat Si- mavi.
Cumhuriyet dönemi karikatürü, onlara katılan Salih, Münif Fehim, Ramiz, Ratip Tahir, Togo, Hulki Onaran, Ihap Hulusi ve diğerleriyle açıldı, ama yeni karikatür anlayış ve çizgisi, temsilcisini Cemal Nadir Gülerce buldu.
2. Dünya Savaşı ertesi kuşağının başlıca karikatürcüleri olarak M. Uykusuz, Turhan Selçuk, Semih Balcıoğlu, Ali Ulvi, Nehar Tüblek, Suat Yalaz, Bedri Kora- man, Turan Oğuz, Eflâtun Nuri, Altan Erbulak, Hüseyin Mumcu, Sinan, Mistik, Ferruh Doğan, Oğuz Aral, Yalçın Çetin vd. sayılabilir.

1760’larda çizmeye başlayan George Townsend portre karikatürlerini iğneleyici başlıklarla destekledi ve çok beğenilen bu yöntem ondan sonra pek çok sanatçı tarafından benimsendi. Bu tür karikatürlerin birtakım İngiliz dergilerinde yayımlanması karikatürün siyasal önemini artırdı. Bu karikatürler önceleri yalnız önde gelen siyasetçilerin abartılı bir görüntüsünü çizmek şeklindeydi. Zamanla siyasetçilerin ve soyluların yanı sıra sanatçıların da abartılmış giysiler içindeki portre karikatürleri yaygınlık kazandı.

Karikatürün en büyük gelişmesi 19. yüzyılda Fransa’da yaşandı. Philbert- Louis Debucourt o zamanki Paris’i yansıtan karikatürler çizdi. Napolyon döneminde karikatürün adeta bir tutkuya dönüşmesi ayrı bir Fransız karikatür tarzının oluşmasına yol açtı. Dönemin ünlü karikatürcüleri Louis-Leopold Boilly ile Jean-Baptiste Isabey’in karikatürleri elden ele dolaşarak sanatçıları etkiledi. 1830’da Charles Philipon’un yayımlamaya başladığı La Caricature adlı mizah dergisi birçok karikatür ustasının yetişmesini sağladı. Bu karikatürcüler sansürün çalışmaya başlamasına kadar unutulmaz tipler yaratarak burjuvaları ve burjuva yaşamını alaya aldılar.
19. yüzyılın ortalanna doğru başka ülkelerde de karikatüre yer veren mizah dergileri çıkmaya başladı. İngiltere’de Monthly Sheet of Caricatures ‘den sonra 1841’de Punch dergisinin yayımlanması bu alanda bir ilerleme sağladı. Dergiye adını veren Punch (Pulcinelle) tipinin çizeri George Cruikshank, insanları
büyük başlı ve abartılı giysiler içinde çizmesiyle tanındı.

Bunu da Okuyabilirsin...
Termometre Nedir? Termometre Çeşitleri ve Yapısı

 

Türkiye’de karikatür

Türkiye’de de karikatür Batı’daki gibi bir gelişme izledi. Çünkü tıpkı gazete ve dergilerde olduğu gibi karikatürde de Batı’daki yayınlar örnek alındı. Bununla birlikte karikatürün çizgiye dayanan bir sanat oluşu, minyatür ve hat sanatının zengin geçmişi nedeniyle Türkler’e diğer edebi sanatlar kadar yabancı sayılamazdı. İlk karikatür 1867’de İstanbul adlı dergide çıktı. Sonra Teodor Kasap’ın 1869’da yayımlamaya başladığı Diyojen dergisi sayesinde karikatür bağımsız bir yayın ortamına kavuştu. Bu dergiyi başkaları izledi. Bu dönemin karikatürcüleri arasında Nişan Berberyan, Tınghır, Santr, Opçanadassis, Ali Fuat gibi isimler sayılabilir.

II. Abdülhamit meclisi kapatıp anayasayı rafa kaldırınca karikatür yayımı da sona erdi. Böylece karikatürün bu ilk dönemi çok kısa sürdü. 1908’de ikinci Meşrutiyet ilan edilince basın özgürlüğü ile birlikte karikatür de öne çıktı. Sedat Nuri, Scarselli, Rigopulos gibi karikatürcüler yetişti. Fakat dönemin en önemli karikatür sanatçısı hiç kuşkusuz ki Cem’- dir. Yurtdışında bulunduğu sırada karikatürü öğrenmiş olan Cemil Cem, portre karikatürcülüğündeki ustalığını hem iktidarı, hem muhalefeti eleştiren siyasal karikatür çiziminde kullanmasıyla ünlendi. Onun temsil ettiği bu dönemin karikatür çizimleri daha çok gerçek resimleri andırır. Mizah ise daha çok resimlerin altındaki yazılı anlatıma yükleniyordu.

Sedat Nuri, Baha Bey, Halit Bey gibi karikatürcüler aynı dönemin önde gelen adlarıdır. Sedat Simavi’nin Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra çıkarmaya başladığı Diken ve Mütareke yıllarında yayımladığı Güleryüz dergileri de bu sanatın Türkiye’de gelişip benimsenmesine yardımcı oldu.

1928’de yeni Türk alfabesinin kabulünden sonra basının canlılık kazanmasıgibi bitkiler ve nesneler de karikatürize edilmeye başlandı, örneğin İstanbul’un eski evleri devriliverecekmiş gibi öne eği- ki çizilir oldu. Çizgiler bir hayli yalınlaştı. Bununla birlikte çizimler, mizahın gerektirdiğinden fazla gereksiz birtakım ayrıntılarla doluydu. Mizah gene alttaki yazılı anlatıma yükleniyordu. Ama yazılı anlatımda da bir yalınlaşma vardı.

Gönderiliyor
Kullanıcı Oyları
( oy)

Yorum Bırak