Bu Yazıda Neler Var?
Alman kökenli Amerikalı ressam ve sanat öğretmeni Josef Albers, rengin özellikleri ve izleyici üzerindeki etkileri ile ilgili çeşitli araştırmalar yaptı. Kareyi temel alarak, Op-art (Optik Sanat) akımını etkileyen bir algılama teorisi geliştirdi.
Josef Albers,1888 yılında Bottrop’da bir zanaatkarın oğlu olarak dünyaya geldi. 1908-13 yılları arasında Ruhr bölgesinde ilkokul öğretmeni olarak çalıştı. 25 yaşındayken okulundan izin aldı ve İki yıl Berlin Kraliyet Sanat Akademisinde okudu. Bitirme sınavlarında başarılı olup, sanat öğretmenliği yapaabileceği sertifikayı aldı. 1916 -1919 yılları arasında Bottrop’da hocalık yaptı. 1919’da Münih’e taşındı ve Franz von Stuck’un resim öğrencisi oldu. Albers, bu dönemde ekspresyonizm (dışavurumculuk) ve kübizm etkisi görülen litografiler ve tahta gravürler yaptı.
1929’dan Sonrası
Josef Albers, Bauhaus 1920 yılında Weimar’da Bauhaus Tasarım Okuluna yazılırken, 32 yaşında okulun en yaşlı öğrencisiydi. Çöplerden topladığı malzemeleri kullanarak, soyut cam resimler yaptı. 1922’de cam atölyesini yeniden organize etti. 1923 László Moholy-Nagy’nin asistanlığına atanınca cam resimlerinde hocasının etkisinde kaldı. Bundan böyle, bir kum püskürtme aletiyle geometrik desenler uyguladığı endüstriyel pencere camı kareleri kullandı. 1925te Bauhaus ile Dessau’a taşınan Albers, burada profesörlüğe getirildi. Aynı yıl içinde dokuma sanatları bölümündeki öğrencilerden Anni Fleischmann ile evlendi. Albers bundan sonraki yıllarda cam resimlerini “Termometre Stilinde” geliştirerek günlük kullanım için mobilya, i metal kaplar ve bardaklar tasarladı. Moholy-Nagy ve Walter Gropius 1928’de okul içi tartışmalar yüzünden Bauhaus’u bırakınca, Albers hazırlık kursunu üstlendi. Amerikalı tasarımci Marcl Breuer’in yerine geçerek mobilya atölyesini de yönetti ve 1930’da Ludwig Mies van der Rohe’den sonra ikinci müdür oldu. Okul 1933’te Nasyonal Sosyalistlerce kapatıldı.
1933’den Sonra:
Black Mountain College Museum of Modern Art’tan (Çağdaş Sanat Müzesi) Philip Johnson’un girişimiyle karı koca Albers’ler Asheville/North Carolina’da yeni kurulan Black Mountain College’e atandılar. Albers 16 yıllık hocalığı sırasında bir çok genç sanatçıyı bu okula çekti. Willem de Kooning, Robert Motherwell ve Robert Rauschenberg öğrencileri arasındaydı. 1939’da Amerikan vatandaşlığına geçti. “Yaşama karşı gösterdiğimiz tepkilerin görsel olarak formüle edilmesi” ni, öğretisinin temel ilkesi olarak niteliyordu. Asheville’de gerçekleştirdiği Violin Schlüssel-Zyklus’da (Sol Anahtar Dizisi) Albers ilk kez değişmeyen bir biçimi renklerle çeşitlendirdi. Çok sayılı grafik çalışmasında lineer geometrinin karşıt değerliliği üzerinde durdu. Düz çizgilerle kareler yapıtlarının yapı elemanları olarak 1947’den sonra Variationen’de (Çeşitlemeler) renk değişikliklerinin biçimlerin görüntüsü üzerindeki etkilerini analiz etti.
1950’den Sonra:
Josef Albers, 1950′ de Yale Üniversitesi’ne geçti. Mimarlık ve tasarım bölümlerini yönetti. 1958’de emekli oldu. Ancak iki yıl daha konuk profesör olarak çalıştı. Rus konstrüktivisit (kurmacı) Kasimir Maleviç’in yapıtlarına bağlantı kurduğu başyapıtı Kareye Saygı (1950’den sonra) adlı dizisi üzerinde Yale’de çalıştı. Burada Albers’in renk deneylerinin özü gösterilmekte ve Op-art, kinetik sanat, renklerin yan yana uygulandığı resimlerde ve Yeni Soyut çalışmaların gelişmesi üzerinde önemli bir etken olan algılama teorisine ilişkin düşüncelerini (örneğin çizgilerin mekân içindeki ilüzyonist etkisi gibi) açıkladı. Değişmeyen geometrik bir tramı (içiçe geçen renk alanları) esas alarak renk etkisinin durum, çevre ışık sayısı ve yoğunluğu gibi faktörlere bağlılığını gösterdi. Toplam olarak bu tema üzerine 1000’i aşkın varyasyon (çeşitleme) ortaya çıktı.
Josef Albers 1963:
Kuramsal Başyapıtı 1961 yılında Amsterdam’da Stedelijik Müzesinde ilk retrospektif Albers sergisi açıldı. İki yıl sonra Interaction of Colours (Renklerin Etkileşimi) adı altında, bilgilerini bir araya toplayan bir tür görmenin okulu olan kuramsal yazısı çıktı. 14 tane şeref doktoru unvanına sahip olan A bers,1970’deOrange/Connecticut’a taşındı. Bir yıl sonra Metropolitan Müzesi Albers için, hayatta bulunan ilk sanatçı sıfatıyla, retrospektif bir sergi açtı.
Josef Albers, hayatının son yıllarını kamu binalarına devasa duvar resimleri tasarlamakla geçirdi. Renkleri artık birbirlerine daha yakın olan ve örtülü, atmosferik bir etki yaratan Kareye Saygı serisini çeşitlendirmeyi sürdürdü. Albers 88 doğum gününden altı gün sonra New Haven/Connecticut’ta hayatını kaybetti.
Kaynak:bilgitor.com/josef-albers-kimdir-hayati-ve-eserleri/
