Bu Yazıda Neler Var?
Organik yağların baz ve alkolle karıştırılarak dizel yakıta çevirilmesi sonucu elde edilen ürüne biyodizel adı verilmektedir . Biyodizel kolza (kanola), ayçiçek, soya, aspir gibi yağlı tohum bitkilerinden elde edilen yağların ya da hayvansal yağların bir katalizör eşliğinde kısa zincirli bir alkol ile (metanol veya etanol ) reaksiyonu sonucunda açığa çıkan ve yakıt olarak kullanılan bir üründür. Hayvansal yağlar(donmuş yağ ve balık yağı da dahil olmak üzere) ve evsel kızartma yağları da biyodizel yakıt yapımında hammadde olarak kullanılabilir.
Biyodizel gliserinin yağ veya bitkisel yağdan ayrıldığı transesterleşme adı verilen bir kimyasal süreçle elde edilir. Bu işlem sonucunda geriye iki ürün kalır metil esterler (biyodizelin kimyasal adı) ve gliserin (genellikle sabun ve diğer ürünlerde kullanılmak üzere satılan değerli bir yan ürün).
İlk kez Rudolf Diesel tarafından 20. Yüzyıl başlarında yer fıstığı yağıyla yapılmıştır. Dünya Fuarında dizel motoru çalıştırmış ve böylelikle sebze yağlarının yakıt olarak kullanılabileceği anlaşılmıştır. Bu dönemde petrolün daha çok tercih ediliyor olması nedeniyl, 1970 yılına kadar pek fazla ilgi görmemiştir. 1970’li yıllarda ortaya çıkan petrol sıkıntısı ile beraber alternatif enerji kaynak arayışları hızlanmıştır. Biyodizel adı ilk kez, Amerika Ulusal Soy Diesel Geliştirme Kuruluşu tarafından 1992 yılında kullanılmıştır.
Byodizel Nerelerde Kullanılır?
Isınmada, araçlarda, havacılık sanayinde kullanılmaktadır. Richard Branson tarafından üretilen Virgin Voyager isimli tren, biyodizel ile çalışan ilk trenidir. İlk başarılı biyo yakıtlı uçuş, Şubat 2008’de Boeing – Virgin Atlantic Havayolu – General Electric işbirliği tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu uçağın tek motoruna %20 nispetinde hindistan cevizi ve babassu bitkisinden elde edilmiş biyoyakıt eklenmiştir.
Byodizel Üretimi
Biyodizel üretim ve tüketimi, başta İtalya, Almanya, Avustralya olmak üzere Avrupa ve Amerika’da giderek yaygınlaşmaktadır. Kyoto protokolünde göre %2 2010’da %10 biyodizel kullanılması mecburi olmuştur. Birçok ülkede biyodizel vergiden muaf tutulmaktadır. Biyodizel üretiminde en çok kullanılan ürün soya fasulyesidir. Elde edilen bitkisel veya biyolojik yağlar metanol ile karıştırılıp sodyum hidroksitle tepkime hızlandırılır ve sonuç olarak ester ve gliserin oluşur. Ester yakıt olurken yan ürün gliserin ise diğer sektörlerde kullanılır.
Biyodizel üretiminde fotosentetik mikroalgler artık söz sahibi olmaya başlamıştır. Bitkisel kaynaklı üretilen biyodizel miktarına oranla üretimi daha fazla olmakta ve fabrikasyon otonomisi sağlanabilmektedir.
Biyodizelin Avantajları
Benzin ve Dizele göre çok daha ekonomik olması nedeniyle Türkiye gibi ülkelerde alternatif yakıt olarak kullanılarak rekabetin arttırılması ve akaryakıt fiyatlarında düşüşlere neden olması,
Petrol dizelin depolanma koşullarında depolanabilir.
Küçük işletmelerde lokal olarak üretimi mümkündür.
Biyodizel, petrol dizeline oranla daha iyi bir yağlayıcı olduğundan motorun ömrünü uzatır.
Biyodizel, taşınması ve depolanması güvenli bir yakıttır. Ayrıca yüksek alevlenme noktasına (149 °C) sahiptir. Bu diğer petrol dizeli için 125 °C’dir.
Yanmamış hidrokarbon oranı, petrol dizeline göre %90, kanserojen etkisi olan aromatik hidrokarbonlara göre ise %75 – %90 oranında daha azdır.
Üretimin tamamıyla yerli olabilmesi sebebiyle ithal bağımlılığı ortadan kaldırır.
Kanola ve soya tarımına önem verilmesiyle tarım üreticisi bir yandan kendi ihtiyacı olan ucuz dizel yakıtı üretirken öte yandan artan üretim gücü ve kapasitesiyle ekonomiye katkı sağlar.
Amerika’da, Çevre Koruma Ajansı (EPA) Temiz Hava Kanunları (Clean Air Act) tarafından, çevre ve insan sağlığına diğer yakıtlara kıyasla daha az zarar verdiği kabul edilmiştir.
