Atatürk’ün Çocukluk Yılları

Atatürk’ün Çocukluk Yılları

Mustafa, 1886 yılında okul çağına gelince, gideceği okulla ilgili anne ve babası arasında görüş ayrılığı yaşanmıştır. Annesi Zübeyde Hanım, ilâhiyle Hafız Mehmet Efendi’nin mahalle mektebine gitmesini ister. Babası Ali Rıza Efendi ise modern öğretimde bulunan Şemsi Efendi’nin özel okuluna gitmesini istemektedir. Mustafa, bir süre annesinin istediği Hafız Mehmet Efendi’nin mahalle mektebinde devam etti. Ancak çok geçmeden babasının isteğine uygun olarak; Selanik’in önemli öğretmenlerinden ve eğitimcilerinden Şemsi Efendi’nin yeni metotlarla elifba öğretimi yaptığı özel okula yazdırıldı. Mustafa okuyup yazmayı burada öğrenmiş, babasının ölümüne kadar bu okulun sınıflarını düzenli olarak takip etmiştir. Atatürk’ün çocukluk yılları zorluklar içinde geçmiştir diyebiliriz. Erken yaşta babasını kaybetmesi buna örnektir.

Bunu da Okuyabilirsin...
Osmanlı'da Yenileşme Döneminde Açılan Askeri Okullar

Atatürk'ün Çocukluk Yılları

Atatürk’ün babası Ali Rıza EfendiKüçük Mustafa, bu okulda okurken babası Ali Rıza Efendi 23 Mayıs 1886 tarihinde Selanik’te vefat etmiştir. Mustafa’nın Makbule ve Naciye adında kendisinden küçük iki kız kardeşi vardı. Babaları öldüğünde Mustafa yedi, Makbule bir yaşını henüz doldurmuş, Naciye ise daha kırk günlüktü. Naciye, genç kız iken Selanik’te vefat etmiştir.

Zübeyde Hanım

Zübeyde Hanım

Ali Rıza Efendi’nin ölümünden sonra yetim kalan küçük Mustafa ve kardeşlerinin yetiştirilmesi görevi, anneleri Zübeyde Hanım’a kaldı. Zübeyde Hanım, üç çocuğu ile birlikte bir süre sonra kardeşi Hüseyin Efendi’nin yanına yerleşti. Hüseyin Efendi, Selânik yakınlarında bulunan Rapla çiftliğinde subaşılık yapıyordu.

Atatürk'ün babası Ali Rıza Efendi

Atatürk’ün çocukluk yılları yaşadığı zorluklar arasında çiftlikte yaşamak zorunda kaldığı dönem de önemlidir. Çiftlikte kalmak zorunda olması, öğrenim hayatında bir süre de olsa aksamalara neden olmuştur. Okul hayatından mahrum kalmak, okuma yeteneği ve arzusu çok yüksek olan Mustafa’yı bunaltmış ve huzursuz etmiştir. Bunun üzerine annesi Zübeyde Hanım, okula devam etmesi için Mustafa’yı Selanik’teki teyzesinin yanına yollamıştır. Altı ay kadar süren çiftlik yaşamından sonra Selanik’e gelen Mustafa, Mülkiye Rüştiyesine (ortaokulu) başlamıştır.

Bunu da Okuyabilirsin...
Kervansaraylar ve Hanlar Nedir Ne İşe Yarar? Kervansaray Hakkında Her Şey

Mustafa Kemal Atatürk’ün Öğrenim Hayatı

KAYNAKLAR

ATADAN, Makbule; Ağabeyim Mustafa Kemal, (Yay.Haz.:Şemsi Belli) Ayyıldız Yayınları, İstanbul, 1959.
BAYUR, Yusuf Hikmet; ATATÜRK’ün Hayatı ve Eseri: Doğumundan Samsun’a Çıkışına Kadar, ATATÜRK Araştırma Merkezi, Ankara, 1990.

bilgitor.com/ataturkun-cocukluk-yillari/

Gönderiliyor
Kullanıcı Oyları
( oy)

1 Yorum

  • ATATÜRK’ÜN DEPREM ANISI
    Yıl 1896. 15 yaşındaydım. Manastır Askeri İdadisi 1. sınıfa gidiyordum. Okulumuz iki katlıydı ve bizim sınıf üst kattaydı. Fizik dersindeydik. Birden sarsıntı oldu. Arkadaşlardan bazıları, hocam, deprem oluyor, dedi. Fizik öğretmenimiz tavanda sallanan lambaya baktı ve sakin olun çocuklar, dedi. Geri geri gitmeye başladı. Kapının yanına gelince hızla kapıyı açıp dışarı kaçtı. Birkaç saniye içinde sınıfta yalnız kaldım. Sağıma, soluma bakındım, kimse yoktu. Bir süre bekledim. Sonra ayağa kalktım ve pencereye doğru yöneldim. Dışarı baktığımda hayretler içinde kaldım: Okulumuzun mevcudu iki bin kişiydi ve bahçe öğretmen ve öğrenci doluydu. Yere çömelmişler ve öylece bekliyorlardı. Neden korktular hala anlayabilmiş değilim.
    Sınıfımdan çıktım, bazı sınıflara baktım, kimse yoktu. Alt kata indim, sınıflar boştu. Ön kapıdan bahçeye çıkarsam öğretmenler bu davranışımdan hoşlanmazlar diye düşünerek, arka kapıdan bahçeye çıktım. Beni ayakta gören bir öğretmen, otur Mustafa, otur, dedi. Ben de yere çömeldim. Daha sonra aradan zaman geçti ve öğrenciler, öğretmenler nezaretinde sınıflarına gitti.

    Atatürk’ün Çocukluğu – Serdar Yıldırım – Ezgi Yayınları – Yayın Yılı: Aralık 1994
    ——————————————————-

    Bırak depremi, Anafartalarda, Conk Bayırı’nda ingiliz gemilerinden atılan insan büyüklüğündeki gülleler yakınında patladığında Mustafa Kemal kaçıp gitmediyse bunu 15 yaşındaki cesaretine borçludur. Sadece cesur insanlar kahraman olur. Mustafa Kemal Çanakkale’de 34 yaşındaydı ve 15 yaşından iki kat daha fazla cesurdu. Bu cesur yüreği toprak altına almak için, bilek gerekti, yürek gerekti. Korkaklar, kolay teslim olur ve boyun eğerdi. Mustafa Kemal boyun eğmedi ve galip geldi. Daha pek çok savaş kazandı ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu. Tarihe ismini altın harflerle yazdırdı.

    Serdar Yıldırım

Yorum Bırak